Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DREARY : English Turkish

adj. kederli, hüzünlü, ümitsiz, sıkıntılı, kasvetli, iç karartıcı; budala, ahmak

DRECK : English Turkish

n. (Argo) değersiz şey, değeri olmayan şey; çöp, pislik (Yiddiş)

DRED SCOTT : English Turkish

Dred Scott, (
1858) özgürlük kazanmak için ABD Yüksek Mahkemesi'ne başvuran köle (kuzey ve güney ABD arasındaki temel anlaşmazlığı ateşleyen davayı mahkeme karayla kaybetti)

DRED SCOTT DECISION : English Turkish

Dred Scott Kararı, güneydeki köle sahiplerinin haklarını savunurken siyahların sivil haklarını reddeden 1857 yılı ABD Yüksek mahkeme kararı

DREDGE : English Turkish

n. tarak makinası, tarak dubası, ağlı kepçe

DREDGE : English Turkish

v. tarakla temizlemek, dibini taramak; üzerine serpmek, serpiştirmek; tarama aleti kullanmak

DREDGE FOR : English Turkish

v. araştırmak, araştırma yapmak

DREDGE UP : English Turkish

v. dibini taramak, deşmek, eşelemek, araştırmak

DREDGER : English Turkish

n. tarak makinesi, tarama dubası, tarak, taraklayan kimse, ağlı kepçe kullanan kimse, delikli serpme kutusu

DREDGING-BOX : English Turkish

n. tarama makinesi, et tarama makinesi

DREG : English Turkish

n. posa, süprüntü, artık, döküntü

DREGGY : English Turkish

adj. pis, iğrenç, kirli; çamurlu

DREGS : English Turkish

n. posa, tortu, süprüntü; çöp, artık

DREGS OF SOCIETY : English Turkish

ayaktakımı, döküntü, avam, halk tabakası, sıradan halk

DREIDEL : English Turkish

n. Musevilerin Hanukkah (Işık Festivali) sırasında oynadıkları dört kenarlı topaç oyunu

DREIFUS : English Turkish

n. Dreifus, soyadı

DREISER : English Turkish

n. Dreiser, soyadı; Theodore Dreiser (
1945), Amerika Birleşik Devletleri romancısı

DREK : English Turkish

n. (Argo) değersiz şey, değeri olmayan şey; çöp, pislik (Yiddiş)

DRENCH : English Turkish

v. ıslatmak, sırılsıklam etmek; ilaç içirmek (hayvan)

DRENCH : English Turkish

n. ıslatma, sırılsıklam etme, sağanak, zorla içirilen ilaç (hayvan)

DRENCHED : English Turkish

adj. sırılsıklam

DRENCHED IN BLOOD : English Turkish

adj. kan revan içinde kalmış

DRENCHED IN TEARS : English Turkish

adj. gözyaşlarına boğulmuş

DRENCHED TO THE SKIN : English Turkish

adj. iliklerine kadar ıslanmış

DRENCHED WITH BLOOD : English Turkish

kana bulanmış, kan revan içinde kalmış, kan ile kaplanmış