Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DRY FODDER : English Turkish

kuru yem, sığır yiyeceği

DRY GOODS : English Turkish

manifatura, mensucat, kumaş mamülleri

DRY HUMOR : English Turkish

hafif nükteci mizah, heyecansız mizah

DRY ICE : English Turkish

donmuş karbondioksit

DRY JACK CHEESE : English Turkish

n. Dry Jack Peyniri, Dry Jack, yedi ve 10 aya kadar eski olan Monterey Jack Peyniri, eski Jack Peyniri

DRY LAND : English Turkish

kuru alan, kuru bölge; çok az yağmur alan bölge, az yağmurlu alan

DRY LAW : English Turkish

alkollü içeceklerin ticaretini ve tüketimini yasaklayan yasa

DRY MARTINI : English Turkish

n. Dry Martini, dünyaca ünlü İtalyan vermut ticari markası

DRY MARTINI : English Turkish

n. sek martini, çok az sek vermut ile cin ve votkanın karıştırılmasıyla hazırlanan bir kokteyl

DRY MEASURE : English Turkish

kuru ölçek, kuru malların ölçümünde kullanılan sistem

DRY MEASURES : English Turkish

kuru ölçek, kuru malların (tahıl sebze vs) ölçümünde kullanılan sistem

DRY MILK : English Turkish

n. süt tozu, kurutulmuş süt

DRY NURSE : English Turkish

emzirmeyen bebek bakıcısı, dadı, bakıcı

DRY ONE'S TEARS : English Turkish

gözyaşlarını silmek

DRY ONESELF : English Turkish

silinmek

DRY OUT : English Turkish

kurumak, kurutmak, kurulaşmak, kurulaştırmak, tamamen kuru bir hale gelmek

DRY OUT FARM : English Turkish

n. alkol tedavisi merkezi

DRY PLATE : English Turkish

n. üzeri fotoğraf negatifleri veya fotoğrafların üretilebildiği hassas bir sıvı çözelti ile kaplanmış kuru cam levha (Fotoğrafçılık)

DRY POINT : English Turkish

asitsiz olarak kullanılan hakkak kalemi

DRY ROT : English Turkish

çürük, çürüme, yozlaşma

DRY RUN : English Turkish

n. silâhsız tatbikat, prova

DRY SALT : English Turkish

v. tuzlayıp saklamak

DRY SAUNA : English Turkish

kuru sauna, kuru sıcak yayan kabin veya küçük oda

DRY SEASON : English Turkish

kuru mevsim, kurak mevsim, yılın çok az veya sıfır yağmur düşen zamanı, yaz, yaz mevsimi, sıcak günler

DRY SHAVING : English Turkish

n. aldatma, hile, sahtekârlık, dümen, kazık, dolandırıcılık