Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DROUGHT YEAR : English Turkish

kuraklık yılı, çok az yağmurun yağdığı yıl

DROUGHTY : English Turkish

adj. kurak, susuz, kıt

DROUTH : English Turkish

n. kuraklık, susuzluk

DROVE : English Turkish

n. sürü, kalabalık, yığın

DROVE A NAIL INTO THE COFFIN OF : English Turkish

-nın tabutuna bir çivi çaktı, ölmüş bir kimseyi aşağılar şekilde davrandı

DROVE A WEDGE : English Turkish

takoz koydu, takoz çaktı

DROVE A WEDGE BETWEEN : English Turkish

-nın arasında bir körfez oluşturdu,
nın arasında sorunlar oluşturdu

DROVE AT FULL SPEED : English Turkish

son sürat sürdü, var gücüyle gaza bastı, tam gaz sürdü, çok hızlı sürdü

DROVE AWAY : English Turkish

araba ile ayrıldı, araba ile uzaklaştı; kovdu, sürdü, defetti, başından savdı

DROVE HIM CRAZY : English Turkish

onu deli etti, onu delirtti, onu çıldırttı, onu çileden çıkardı

DROVE HIM INSANE : English Turkish

onu deli etti, onu delirtti, onu çıldırttı, onu çileden çıkardı

DROVE HIM INTO A CORNER : English Turkish

onu köşeye sıkıştırdı, ona başka seçenek bırakmadı, onu çok zor durumda bıraktı

DROVE HIM MAD : English Turkish

onu deli etti, onu delirtti, onu çıldırttı, onu çileden çıkardı

DROVE HIM NUTS : English Turkish

onu deli etti, onu delirtti, onu çıldırttı, onu çileden çıkardı

DROVER : English Turkish

n. sürüyü pazara götüren kimse, celep, sığır çobanı, sığırtmaç; davar tüccarı

DROWN : English Turkish

v. boğmak, suda boğulmak, suda boğmak; bastırmak; dağıtmak

DROWN : English Turkish

n. boğma

DROWN ONE'S SORROWS IN DRINK : English Turkish

dertlerini içki içerek unutmak, sorunlarını içkiyle unutmak

DROWN OUT : English Turkish

sesini bastırmak, sesle bastırmak

DROWN SOME WORMS : English Turkish

(Argo) balığa çıkmak, balığa gitmek

DROWN SOMETHING OUT : English Turkish

ir şeyin görünmesinin veya sesinin duyulmasını bastırmak (gürültü veya şamata yaparak)

DROWNAGE : English Turkish

n. boğulma

DROWNED : English Turkish

adj. su veya başka türlü bir sıvıya batmış

DROWNED HIS SORROW : English Turkish

acısını unutmak veya azaltmak için alkol aldı

DROWNED IN TEARS : English Turkish

gözyaşlarına boğulmuş, iki gözü iki çeşme