Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DUFFER : English Turkish

n. beceriksiz kimse, kafasız, beceriksiz

DUFFLE : English Turkish

n. kaba yün kumaş; kamp giysisi; spor kıyafeti

DUFFLE BAG : English Turkish

spor çantası, kamp torbası

DUFFLE COAT : English Turkish

yün palto

DUFFY : English Turkish

n. Duffy, soyadı; kan grubu sistemi (hemofili hastası olan Richard Duffy'nin adını taşıyan)

DUFFY BLOOD GROUP SYSTEM : English Turkish

n. Duffy kan grubu sistemi, alleik genler tarafından belirlenen ve genel olarak fy(a) ve fy(b) antigenleri içeren kan grubu (hemofili hastası olan Richard Duffy'nin adını taşıyan)

DUFUS : English Turkish

n. (Aptal) aptal kimse, salak, beyinsiz, geri zekâlı

DUG : English Turkish

n. meme

DUG HIS OWN GRAVE : English Turkish

kendi mezarını kazdı, kendi düşüşünü hazırladı, bulunduğu duruma kendisi neden oldu

DUG IN : English Turkish

kazılmış, hendek yapılmış; oyulmuş, kazılarak boşaltılmış

DUG UP : English Turkish

meydana çıkarışmış, keşfedilmiş, bulunmuş, gün yüzüne çıkarılmış, belirsizliği giderilmiş

DUGONG : English Turkish

n. dugon, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu sularında yaşayan ve bitki yiyerek beslenen çatal kuyruklu bir memeli türü

DUGOUT : English Turkish

n. yeraltı sığınağı; ağaç kütüğünden kayık

DUH : English Turkish

interj. (Argo) hadi canım!, hadi ya!, yapma ya!, ciddi misin!, yok ya! (alay edilerek kullanılır)

DUIKER : English Turkish

n. boynuzlugiller familyasından bir Afrika antilobu türü (Zooloji)

DUKE : English Turkish

n. dük

DUKE ELLINGTON : English Turkish

n. Dük Ellington, (
1974, Edward Kennedy Ellington olarak doğan) ABD'li caz bestecisi ve orkestracısı

DUKE IT OUT : English Turkish

kozlarını paylaşmak, rekabet etmek, güçlü olanın kazanacağı şekilde dövüşmek

DUKE UNIVERSITY : English Turkish

Duke Üniversitesi, kuzey Carolina'da bulunan özel üniversite (ABD)

DUKEDOM : English Turkish

n. dükalık, düklük

DUKES : English Turkish

n. yumruklar (Argo)

DULCET : English Turkish

adj. kulağa hoş gelen, tatlı, hafif

DULCIFY : English Turkish

v. tatlılaştırmak, yumuşatmak

DULCIMER : English Turkish

n. santur (çalgı), gayda türü bir çalgı

DULCITONE : English Turkish

n. çekiçle vurulan bir dizi çelik ayarlama çatalı olan klavye aracı