Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DULOCRACY : English Turkish

n. köleler tarafından yönetilen hükümet

DULONG : English Turkish

n. Dulong, soyadı; Pierre Louis Dulong (
1838), 1819'da Alexisile birlikte Petit Dulong-Petit kanununu formüle eden Fransız kimyager ve fizikçi

DULONG-PETIT LAW : English Turkish

n. Dulong-Petit kanunu, birçok katı elementin özgül ısı kapasitesinin atom ağırlıklarına ters orantılı olduğunu belirten kimya kanunu (1819'da Pierre Louis Dulong ve Alexis Petit tarafından formüle edilmiş olan kanun)

DULSE : English Turkish

n. kırmızı deniz otu, yenilebilen kırmızı kaba bir deniz yosunu türü

DULUTH : English Turkish

n. Duluth, Minnesota'da bir liman (ABD)

DULY : English Turkish

adv. hakkıyla, gereken şekilde; beklendiği gibi; zamanında

DULY SWORN : English Turkish

usulüne göre yemin edilmiş, resmî olarak deklare edilmiş

DUM-DUM : English Turkish

(Argo) aptal kimse, salak kimse, geri zekâlı

DUM-DUM BULLETS : English Turkish

domdom kurşunları, ciddi yaralanmalara neden olan bir kurşun türü

DUMAS : English Turkish

n. Dumas, soyadı; Alexandre Dumas (
1870), Fransız romancı, "Üç Silâhşörler" in yazarı; Alexandre Dumas (
1895, Dumas fils olarak tanınan), birinci Alexandre Dumas'nın oğlu, "Camille" oyununu yazan Fransız yazar

DUMB : English Turkish

adj. dilsiz, sessiz; aptal

DUMB BELL : English Turkish

n. halter, gülle, ahmak, aptal

DUMB DOWN : English Turkish

v. basitleştirmek, (Argo) sadeleştirmek, yalınlaştırmak, karışık bir bilgiyi daha kolayca anlaşılabilir kılmak için sadeleştirmek, bir şeyin (kitap vs) entelektüellik düzeyini düşürmek

DUMB PIANO : English Turkish

n. sessiz piyano, piyanistlerin parmak alıştırması yapmak için kullandığı ses çıkarmayan küçük klavye

DUMB SHOW : English Turkish

n. pandomim

DUMB TERMINAL : English Turkish

n. anlayışsız terminal, programlanmayan uçbirim, bir ağa bağlı olan ve kendi kendine bağımsız olarak işlem yapabilme yeteneği olmayan bilgisayar

DUMB THINGS : English Turkish

hayvanlar

DUMB WAITER : English Turkish

servis masası, servis asansörü, servis arabası

DUMBBELL : English Turkish

n. dambıl, halter, kolları kuvvetlendirmek için kullanılan küçük ağırlık; aptal kimse, salak, geri zekâlı (Argo)

DUMBED DOWN : English Turkish

adj. (Argo) basitleştirilmiş, sadeleştirilmiş, karmaşık yönleri sadeleştirilerek daha anlaşılabilir hale getirilmiş

DUMBFOUND : English Turkish

v. hayret ettirmek; serseme çevirmek

DUMBFOUNDED : English Turkish

adj. şaşkınlıktan dili tutulmuş, şaşkın

DUMBHEAD : English Turkish

n. mankafa, kalın kafalı, salak, aptal, dangalak (Argo)

DUMBJOHN : English Turkish

n. enayi, keriz, saf, kolay aldatılan (Argo)

DUMBLEDORE : English Turkish

n. yabanarısı, büyük ve tüylü iğnesiz bir arı; mayısböceği, yıkıcı bir böcek