Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

DYBBUK : English Turkish

n. şeytan; kötü ruh, ölmüş bir kimsenin ölü ruhu (Musevi Kültürü)

DYE : English Turkish

n. boya; boyama; saç boyası

DYE : English Turkish

v. boyamak, boyanmak

DYE HOUSE : English Turkish

oyahane, içinde boyacılık yapılan yer

DYE STUFF : English Turkish

oya maddesi

DYE WORKS : English Turkish

n. boyahane

DYE-WORKS : English Turkish

oyahane, boya fabrikası, kumaş boyayan fabrika

DYED : English Turkish

adj. boyalı

DYED IN GRAIN : English Turkish

adj. solmaz, rengi atmaz, sağlam, damarına işleyen boya ile boyanmış

DYED IN THE WOOL : English Turkish

engi çıkmaz, dokunmadan önce boyanmış, hakiki, önyargılı, koyu, sabit fikirli, tutucu

DYEHOUSE : English Turkish

n. boyahane

DYEING : English Turkish

n. boyama, boyanma, boyacılık

DYEING ONE'S HAIR : English Turkish

saçlarını boyama

DYER : English Turkish

n. boyacı

DYER'S OAK : English Turkish

mazı meşesi

DYER'S WEED : English Turkish

n. sarı çiçekleri boyacılıkta kullanılan yabani bir bitki

DYESTUFF : English Turkish

n. boya, boya maddesi, boyarözdek

DYEWORKS : English Turkish

n. boyahane, boya fabrikası, kumaş boyayan fabrika

DYING : English Turkish

adj. ölmekte olan, ölen, ölüm, nesli tükenen, cansız

DYING : English Turkish

n. ölme

DYING BED : English Turkish

ölüm yatağı, ölüm döşeği, bir kimsenin üzerinde öldüğü yatak

DYING CONFESSION : English Turkish

n. ölüm döşeğinde yapılan itiraf

DYING IN BATTLE : English Turkish

savaşta ölme, savaş sırasında ölme, muharebe sırasında ölme

DYING IN ONE'S SLEEP : English Turkish

uykusunda ölme, uyurken huzur içinde ölme

DYING WISH : English Turkish

n. son arzu