English Turkish
DYKE : English Turkish
n. set, bent, siper, lezbiyen
DYLAN : English Turkish
n. Dylan, soyadı; Bob Dylan (1941'de Robert Zimmerman olarak doğan), Amerikalı şarkı yazarı ve halk türkücüsü
DYNAMETER : English Turkish
n. dinametre, dinamometre, mekanik gücü ölçmeye yarayan cihaz; bir teleskobun büyütme gücünü ölçen cihaz
DYNAMIC : English Turkish
adj. dinamik, enerjik, devingen
DYNAMIC ALLOCATION : English Turkish
dinamik tahsis, dinamik yer atama, dinamik kaynak ayırma, bir program çalışırken otomatik olarak gerçekleşen bilgisayar belleği tahsisi
DYNAMIC DATA EXCHANGE : English Turkish
Devingen Veri Alışverişi, çok görevli bilgisayarda değişik programlar arasındaki veri transferi standardı, DDE
DYNAMIC HOST CONFIGURATION : English Turkish
dinamik bilgisayar konfigürasyonu, internet üzerinde kullanıcılara yapılan dinamik adresler yönetimi ve tahsisi
DYNAMIC HOST CONFIGURATION PROTOCOL : English Turkish
değişken Ana sistem
DYNAMIC HOST RESOLUTION : English Turkish
dinamik bilgisayar çözünürlüğü, dinamik adresler tahsisi metodunu kullanarak internete bağlanma
DYNAMIC HTML : English Turkish
Dinamik HTML, HTML belgeleri için ek seçenekler içeren ve değişken dizayn ve kullanıcı ile anında etkileşim sağlayan HTML dili, DHTML
DYNAMIC LINK LIBRARY : English Turkish
n. dinamik bağlı kitaplık, (Bilgisayar) bir bilgisayarın yerine getirilebilir rutin işlemlerini içeren dosya (Windows ve OS/2 işletim sisteminde)
DYNAMIC LINKED LIBRARY : English Turkish
Devingen Bağlı Kitaplık, Windows ve OS/2 işletim sistemlerinin alt yordamları hafızaya alan dosya, DLL dosyası (Bilgisayar)
DYNAMIC OBJECT : English Turkish
dinamik obje, başka bir belgeye bağlı olan obje
DYNAMIC VERB : English Turkish
n. (Gramer) dinamik fiil, devam eden veya ilerleyen bir şekilde kullanılabilen ve tamamlanmamış bir eylemi gösteren fiil (örneğin; "Tom is lying on the sofa {Tom kanepede uzanıyor}"
halen sürmekte olan tamamlanmamış bir eylemi ifade ediyor)
DYNAMIC VOICE OVERRIDE : English Turkish
dinamik sesi geçersiz kılma, (Bilgisayar) ISDN telefon hattının otomatik olarak bir iletişim kanalını düşürerek bir sesli aramaya tekrar tahsis etmesi özelliği (gelen bir arama tespit edildiğinde veya telefon ahizesi kaldırıldığında)
DYNAMICAL : English Turkish
adj. dinamik, enerjik, kuvvetli, güçlü
DYNAMICALLY : English Turkish
adv. dinamik bir şekilde, enerjik bir şekilde, kuvvetli bir şekilde, güçlü bir şekilde
DYNAMICS : English Turkish
n. dinamik, devimbilim, canlılık, harekete geçiren güç
DYNAMISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) dinamikleştirmek, canlandırmak, dinamizm kazandırmak; enerjikleştirmek; daha etkin kılmak, daha etkilileştirmek (dynamize olarak da yazılır)
DYNAMISM : English Turkish
n. dinamizm, gürecilik
DYNAMIST : English Turkish
n. dinamist, dinamizm taraftarı, devingenlik yanlısı, devimselcilik taraftarı, tüm fenomenlerin doğal bir gücün belirtisi olarak açıklanabileceği teorisinin savunucusu
DYNAMISTIC : English Turkish
adj. dinamistik, dinamizm ile ilgili, devingenlik ile ilgili, devimselcilik ile ilgili, tüm fenomenlerin doğal bir gücün belirtisi olarak açıklanabileceği teorisi ile ilgili
DYNAMITE : English Turkish
n. dinamit; potansiyel tehlike; çarpıcı şey; eroin
DYNAMITE : English Turkish
v. dinamitlemek
DYNAMITER : English Turkish
n. dinamitçi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani