English Turkish
EMAIL MESSAGE : English Turkish
Eposta İletisi, elektronik eposta iletisi, EMSG, İnternet aracılığı ile teslim edilen bilgisayarda işlenmiş mektup
EMAIL PAYMENT NETWORK : English Turkish
n. e-posta ödeme ağı, internet üzerinden ödeme yapmak için kullanılan elektronik sistem
EMANATE : English Turkish
v. sızmak, çıkmak, yayılmak, doğmak
EMANATION : English Turkish
n. ortaya çıkma, sızıntı, çıkan şey, fışkırma, radyoaktif gaz
EMANATIVE : English Turkish
adj. akıcı, fışkırıcı, sızıcı; ortaya çıkmayla ilgili, emanasyon ile ilgili
EMANCIPATE : English Turkish
v. özgürlüğüne kavuşturmak, serbest bırakmak, azat etmek, soyutlamak
EMANCIPATED : English Turkish
adj. azat edilmiş, eşitlik taraftarı
EMANCIPATED MINOR : English Turkish
n. özgür ergin, serbest genç, anne babası veya yasal vasisinin kontrolü veya otoritesi altında olmayan 14 ila 18 yaş arasında ergin genç
EMANCIPATION : English Turkish
n. azat etme, serbest bırakma, eşit haklar verme
EMANCIPATION OF MINORS : English Turkish
n. gençlerin serbestleşmesi, (Hukuk) bir kimsenin artık bir yetişkin olarak kabul edildiği (ancak halen yetişkinlik sınırında sayıldığı) ve bununla ilgili özel vatandaşlık haklarını kazandığı yasal sistem
EMANCIPATION PROCLAMATION : English Turkish
Özgürlük Bildirgesi,1863'te tüm güney kölelerini serbest bırakan ABD Cumhurbaşkanı Abraham Lincoln tarafından verilen emir (1865'deki İç Savaş sona erene kadar yürürlüğe girmemiştir)
EMANCIPATIONIST : English Turkish
n. kölelik karşıtı kimse, eşitlikçi kimse
EMANCIPATIVE : English Turkish
adj. özgürleştiren, özgürleştirmeye meyilli, serbest bırakmaya eğilimli
EMANCIPATOR : English Turkish
n. özgürleştiren, özgürleştirici, özgürleştiren kimse, serbest bırakan kimse, azat eden kimse
EMANCIPATORY : English Turkish
adj. özgür bırakan, azat eden, serbest bırakan
EMANCIPIST : English Turkish
n. özgür mahkûm, serbest mahkûm
EMANUEL : English Turkish
n. Emanuel, erkek ismi; soyadı
EMANUEL LIBMAN : English Turkish
n. Emanuel Libman, (
1946) dahiliye alanında uzaman olan ABD'li hekim
EMANUEL SWEDENBORG : English Turkish
n. Emanuel Swedenborg, (
1773) İsveç bilim adamı ve teolog
EMASCULATE : English Turkish
v. hadım etmek, iğdiş etmek, hafifletmek, zayıflatmak, fakirleştirmek (dil), bozmak
EMASCULATED : English Turkish
adj. iğdiş edilmiş, testisleri çıkarılmış, emasküle (erkek hayvanlarda)
EMASCULATION : English Turkish
n. hadım etme, zayıflatma, yumuşatma; sansür etme
EMASCULATIVE : English Turkish
adj. zayıflatan, zayıflatıcı, erkeklikten yoksun bırakan, iktidarını zayıflatan, emasküle eden, iğdişleştiren
EMASCULATOR : English Turkish
n. zayıflatan, zayıflatıcı, erkeklikten yoksun bırakan, iktidarını zayıflatan, emasküle eden, iğdişleştiren
EMBALM : English Turkish
v. mumyalamak; anmak, anısını yaşatmak, hatırında tutmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani