English Turkish
ESTHETICALLY : English Turkish
adv. estetik bakımından, estetiksel açıdan, güzelliğin algılanması ve takdir edilmesi bakımından; inceltilmiş zevk duygusu bakımından (ayrıca aesthetically)
ESTHETICIAN : English Turkish
n. estetisyen, sanatsal ifade ve güzelliğin doğasında uzman olan kimse; güzellik uzmanı, güzellik ve kozmetik işlemi/tedavisi uygulayan kimse (yüz, manikür, pedikür, vb. gibi); kozmetikçi
ESTHETICISM : English Turkish
n. estetikçilik
ESTHETICS : English Turkish
n. estetik, güzellik ilmi
ESTIMABLE : English Turkish
adj. saygıdeğer, değerli, muhterem, değeri kestirilebilir
ESTIMABLENESS : English Turkish
n. saygıyı haketme durumu, çekicilik, münasip/uygun olma durumu; tahmin edilebilirlik
ESTIMABLY : English Turkish
adv. belirlenebilir bir tarzda, hesaplanabilir bir şekilde, tahminen
ESTIMATE : English Turkish
n. tahmin, takdir, değerlendirme, hesap; ölçüm; hüküm
ESTIMATE : English Turkish
v. tahmin etmek, kestirmek, değer biçmek, takdir etmek; hüküm vermek; biçmek
ESTIMATE OF THE SITUATION : English Turkish
durum tahmini, olan şeyler hakkındaki fikir, neler olduğuna dair fikir
ESTIMATE PRICE : English Turkish
v. biçmek
ESTIMATE THE PRICE : English Turkish
v. paha biçmek
ESTIMATED : English Turkish
adj. tahmini
ESTIMATED FILE LENGTH IS : English Turkish
tahmini dosya uzunluğu, dosyanın tahmini boyutu
ESTIMATED THE DAMAGES : English Turkish
tahmin edilen hasar, birşeylere sebep olan zararın tahmin edilen miktarı veya fiyatı
ESTIMATED TIME OF ARRIVAL : English Turkish
tahmini varış zamanı, bir insanın belirli bir yere ulaşması beklenen tahmini saat, ETA
ESTIMATION : English Turkish
n. takdir, tahmin, değerlendirme; fikir, itibar, görüş; keşif, kanı; paha biçme, saygı
ESTIMATOR : English Turkish
n. tahminci, değerlendirici
ESTIVA : English Turkish
adj. yaz, yaz ile ilgili
ESTIVAL : English Turkish
adj. yaza veya yazın gece ile gündüzün eşit olduğu gün dönümüne ait veya onunla alakalı; yaz mevsiminde gerçekleşen, yaz mevsiminde olan (ayrıca aestival)
ESTIVATE : English Turkish
v. yaz aylarında hareketsiz/pasif olmak (Zooloji); yazı belirli bir yerde geçirmek (ayrıca aestivate)
ESTIVATION : English Turkish
n. yaz aylarında hareketsiz/pasif olma durumu (Zooloji); taç yaprakları ve tomurcuk çiçeklerinin yapraklarının düzenlendiği tarz (Botanik); yaz mevsiminin belirli bir yerde geçirilmesi (ayrıca aestivation)
ESTONIA : English Turkish
n. Estonya
ESTONIAN : English Turkish
n. Estonya'ya özgü
ESTOP : English Turkish
v. önlemek, engel olmak, menetmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani