Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ETHIC : English Turkish

adj. ahlâki, ahlâka uygun, ahlâklı, törel; reçete ile verilen

ETHICAL : English Turkish

adj. ahlâki, ahlâka uygun, ahlâklı, törel; reçete ile verilen

ETHICAL CODE : English Turkish

n. ahlaki ilke, geçerli davranışlar için profesyonel standartlar

ETHICALITY : English Turkish

n. ahlaki standart, ahlaki ilkelere uygunluk

ETHICALLY : English Turkish

adv. etik olarak, ahlaki bir şekilde, ahlaki standartlara göre

ETHICALNESS : English Turkish

n. etik olma, ahlaki olma, etik değerlere bağlı kalma özelliği

ETHICIST : English Turkish

n. ahlâkbilimci

ETHICS : English Turkish

n. ahlâk kuralları, ahlâk, törebilim

ETHICS COMMITTEE : English Turkish

etik değerler komitesi, davranışların ahlaki olmasını zorlayan figür; ahlaki davranışları yerine getirmeyen parlamento üyeleri üzerinde yaptırımlar uygulayan parlamentonun dört üyesinden oluşan figür

ETHICS OF COMBAT : English Turkish

çatışma kralları, savaş etiği

ETHICS OF THE FATHERS : English Turkish

n. Babalar Etiği, Talmud risalesi dizisinde zararlar hakkında dokuzuncu ve son olan (Musevilik)

ETHINE : English Turkish

n. asetilen, renksiz bir gaz türü (Kimya)

ETHIOPIA : English Turkish

n. Habeşistan, Etiyopya

ETHIOPIAN : English Turkish

n. Habeş, Etiyopyalı

ETHIOPIAN : English Turkish

adj. Habeş, Etiyopya'ya ait

ETHIOPIAN CITIZEN : English Turkish

Etiyopya vatandaşı, Etiyopya vatandaşı (doğu Afrika'da bir ülke)

ETHIOPIC : English Turkish

n. Etiyopyaca, Sami dilinin alt grubu olan Etiyopya dili (Tigre, Habeşistan, Tigrinya ve Geez dahil); Geez, Etiyopya Hristiyan Kilisesi'nin dini törenler sırasında kullandığı Etiyopya dilinin eski şekli

ETHMOID : English Turkish

adj. kalburumsu

ETHMOIDAL : English Turkish

adj. (Anatomi) ethmoid (kalbur) ile alakalı (kafatasının tabanındaki kemik)

ETHNIC : English Turkish

adj. etnik, ırksal

ETHNIC : English Turkish

n. etnik grup üyesi

ETHNIC CLEANSING : English Turkish

n. (edebikelam, örtmece) etnik temizlik, etnik kökenleri yüzünden etnik bir grubun zorla ve şiddetle sürülmesi (bir ülke veya bölgeden) veya ortadan kaldırılması, etnik bir grubun soykırımla veya zorla kovma ve göç ettirme yoluyla acımasızca ortadan kaldırılması

ETHNIC DISCRIMINATION : English Turkish

etnik ayırımcılık, belirli bir etnik grubu bazışeylerden mahrum bırakma, etnik farklılıklara dayanan önyargı veya davranış ayrımcılığı

ETHNIC GROUP : English Turkish

etnik grup

ETHNIC MUSIC : English Turkish

n. etnik müzik, halk müziği, yöresel müzik, o bölge veya ülkenin genel toplumu tarafından nesilden nesile geçirilerek günümüze getirilmiş geleneksel ve karakteristik olarak anonim mizik