Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EXERCISED DISCRETION : English Turkish

incelik/zerafet sergileyen, ihtiyat/sağduyu gösteren, dikkat gözteren, özen gösteren

EXERCISED HIS RIGHT : English Turkish

onun hakkından yararlanan, onun hakkından istifae eden

EXERCISED POWER : English Turkish

harcanan güç, kullanılan güç

EXERCISED RESTRAINT : English Turkish

irade sergileyen, kendine hakim olan, oto kontrol ortaya koyan, ılımlılık/ölçülülük gösteren

EXERCISER : English Turkish

n. atlet, egzersizci, egzersiz yada eğitim yapan kimse

EXERCYCLE : English Turkish

n. Exercycle, (Ticari marka) sabit egzersiz bisikleti

EXERGUE : English Turkish

n. madeni paranın alt tarafındaki yazı

EXERT : English Turkish

v. kullanmak; harcamak; uygulamak

EXERT AUTHORITY : English Turkish

güç veya etki/nüfuz kullanmak

EXERT ONESELF : English Turkish

uğraşmak, çabalamak

EXERT ONESELF TO THE UTMOST : English Turkish

gücünün yettiği yere kadar denemek, sonuna kadar uğraşmak

EXERT PRESSURE : English Turkish

askı uygulamak, güç ve ağırlık kullanmak; acil bir istek veya talepte bulunmak, zorlamak

EXERTED HIMSELF : English Turkish

çaba harcayan, mücadele eden, uğraşıp didinen, çok çalışan, yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışan

EXERTED PRESSURE : English Turkish

askı uygulayan, uygulanan baskı; zorlayıcı, acil bir istek veya talepte bulunan

EXERTING PRESSURE : English Turkish

askı uygulama, güce başvurma, güce başvuran; acil bir istek veya talepte bulunma, zorlama, zorlayıcı

EXERTION : English Turkish

n. çaba, gayret, uğraş, emek, zahmet, sarfetme

EXES : English Turkish

n. harcamalar, masraflar, giderler

EXEUNT : English Turkish

v. sahneden çıkarlar

EXEUNTOMNES : English Turkish

hepsi birden sahneden çıkar

EXFOLIANT : English Turkish

n. derinin pul pul dökülmesi için kullanılan kozmetik, ölü deri hücrelerinin dökülmesi için kullanılan kozmetik

EXFOLIATE : English Turkish

v. pul pul dökülmek; pul pul dökmek

EXFOLIATION : English Turkish

n. pul pul dökülme

EXFOLIATIVE : English Turkish

adj. döküntüye sebep olan; derinin soyulup dökülmesine neden olan

EXHALANT : English Turkish

adj. nefes alıp veren, oh çeken, çıkaran, yayan

EXHALATION : English Turkish

n. nefes verme, nefes; soluk, oh çekme; koku; gaz; buhar