Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
EXOGENOUSLY : English Turkish

adv. dışardan olacak şekilde, harici bir şekilde, dış kaynaktan

EXONERATE : English Turkish

v. suçsuz çıkarmak, temize çıkarmak, aklamak, muaf tutmak

EXONERATION : English Turkish

n. temize çıkarma, beraat, muafiyet

EXONERATIVE : English Turkish

adj. intikamcı, bir suçtan veya idaadan birisini kurtarmak için çalışan

EXONERATOR : English Turkish

n. temize çıkan, suçlamalardan beraat eden, digerlerine masumiyetini ilan eden kimse

EXOPHTHALMIC : English Turkish

adj. (Tıp) egzopotalmus (gözün yuvasından çıkması) ile alakalı

EXOPHTHALMIC GOITER : English Turkish

sık sık göz kürelerinin şişmesine sebep olan tiroid bezi hastalığı

EXOPHTHALMOS : English Turkish

n. egzopotalmus, gözün yuvasından çıkması (Tıp)

EXORBITANCE : English Turkish

n. aşırılık, ileri gitme; fahişlik

EXORBITANCY : English Turkish

n. savurganlık, israf, müsriflik; hovardalık, çapkınlık, ölçüsüzlük

EXORBITANT : English Turkish

adj. aşırı, çok fazla, fahiş

EXORBITANT PRICE : English Turkish

fahiş fiyat

EXORBITANT PRICES : English Turkish

fahiş fiyatlar, aşırı fiyatlar, yetişilemez fiyatlar, çok yüksek fiyatlar

EXORBITANT RATE OF INTEREST : English Turkish

fahiş faiz oranı, akıl almaz yüksek faiz oranı

EXORBITANTLY : English Turkish

adv. fahiş bir şekilde, son derece aşırı bir şekilde

EXORCISE : English Turkish

v. şeytani bir ruhu dışarı çıkarmak, şeytan çıkarmak (ayrıca exorcize)

EXORCISER : English Turkish

n. şeytan çıkarıcı

EXORCISM : English Turkish

n. dua ile defetme, cinleri okuyarak defetme, kovma duası

EXORCIST : English Turkish

n. cinci, dua ile ruhları defeden kimse, cinci hoca

EXORCIZE : English Turkish

v. dua ile defetmek, cin çıkarmak, cinlerden kurtarmak

EXORDIAL : English Turkish

adj. (Retorik) bir konuşma veya söylevin giriş niteliğinde olan tanıtıcı bölümü

EXORDIUM : English Turkish

n. önsöz, giriş, başlangıç

EXOSMOSIS : English Turkish

n. içerden dışarıya osmoz/geçişim; yüksek yoğunluklu bölgeden düşük yoğunluklu bölgeye madde akışı

EXOSPHERE : English Turkish

n. egzosfer, atmosferin en dış katmanı

EXOSPHERIC : English Turkish

adj. egzosfere ilişkin, atmosferin en dış katmanı ile alakalı