Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FACETIAE : English Turkish

n. uygunsuz veya açık saçık tabiatlı kitaplar; espri, şaka, nükte; komik yazı veya söz

FACETIOUS : English Turkish

adj. yerli yersiz espri yapan, şakacı, esprili, alaycı

FACETIOUSLY : English Turkish

adv. şaka yaparak

FACETIOUSNESS : English Turkish

n. şakacılık, alaycılık

FACETTED : English Turkish

adj. kesilmiş ve parlatılmış bir yüzü olan (ör. mücevher, taş); kompleks, bir sürü yönü ve cephesi olan

FACEWORKER : English Turkish

n. kömür madenindeki maden işçisi

FACIA : English Turkish

n. tabela, ad tabelası, kontrol paneli

FACIA BOARD : English Turkish

n. kontrol paneli

FACIA PANEL : English Turkish

n. kontrol paneli

FACIAL : English Turkish

n. cilt bakımı, yüz bakımı

FACIAL : English Turkish

adj. yüze ait, yüz

FACIAL ANGLE : English Turkish

n. yüz açısı, yüz çıkıntısının miktarını belirlemek için kullanılan anatomik açı

FACIAL ARTERY : English Turkish

atardamar, şahdamar, kafaya kan taşıyan kan damarı

FACIAL EXPRESSION : English Turkish

yüz ifadesi, birisinin yüzünün görünüşü, surat üzerinde okunabilen duygular

FACIAL MASK : English Turkish

yüz maskesi, yüz derisini sertleştiren ve onu temizleyerek arındıran özel kozmetik krem

FACIALLY : English Turkish

adv. suratına göre, suratının haline göre, suratından anlaşıldığına göre

FACIENT : English Turkish

suff. neden olan, sebep olan, meydan veren

FACIES : English Turkish

n. tüm görüntü; bir hastalığın karakteristik yüz ifadesi (Tıp)

FACILE : English Turkish

adj. kolay, basit, becerikli, usta, uysal, saf, rahat, akıcı

FACILELY : English Turkish

adv. kolayca, uysalca, saf saf, akıcı bir tarzla

FACILENESS : English Turkish

n. hafiflik, akıcılık; atiklik, çabukluk; sığlık, yüzeysellik; hoşluk, hoşa gitme, keyiflilik

FACILITATE : English Turkish

v. kolaylaştırmak, rahatlatmak, hafifletmek, olanak tanımak

FACILITATION : English Turkish

n. kolaylaştırma, basitleştirme, rahatlatma

FACILITATIVE : English Turkish

adj. yardım eden, yardımcı olan; kolaylaştıran

FACILITATOR : English Turkish

n. teşvik ederek destekleyen kimse veya şey, bir şeyi hızlandıran ve gerçekleşmesine yardım eden kimse