Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FADE : English Turkish

adj. sararmış

FADE AWAY : English Turkish

v. gözden kaybolmak, unutulup gitmek

FADE IN : English Turkish

azaltmak

FADE OUT : English Turkish

karartmak, şiddetini azaltmak

FADE UP : English Turkish

artırmak

FADEAWAY : English Turkish

n. solup gitme, kademeli olarak gözden kaybolma; yok olma eylemi veya örneği: (Beyzbol'da) havada burgu yapan top (havada spin atan ce zıt istikamete doğru kavis yapan beyzbol topu); (beyzbolda) kovalanmaktan kaçınmak için sahanın bir kenarında bir kenar koşucusu tarafından yapılan dönüş/dönme

FADED : English Turkish

adj. solgun, rengi atmış, solmuş, zayıflamış, geçkin, güzelliğini yitirmiş, soluk

FADED FLOWERS : English Turkish

solgun çiçekler, pörsümüş çiçekler

FADEDNESS : English Turkish

n. solma, rengini kaybetme durumu, sönüklük, donukluk, zayıflık

FADELESS : English Turkish

adj. solmaz, ölmez, ebedi

FADER : English Turkish

n. görüntülerin geçişimini sağlayan alet, ses geçişi ayar düğmesi

FADGE : English Turkish

n. küçük düz kek

FADGE : English Turkish

v. uygun olmak, yakışmak, yerine uymak; uygun olmak, uydurmak, yaramak, ayarlamak; aynı fikirde olmak; arkadaşça yaşamak

FADING : English Turkish

n. solma, rengi atma, açılma, zayıflama, sesin azalması (radyo)

FADING : English Turkish

adj. solan, açılan, zayıflayan, yorulan, tükenen, geçici, fani

FADING AWAY : English Turkish

adj. sesin yok olması (radyo)

FADING CONTROL : English Turkish

n. ses şiddet ayarı

FADING FLOWER : English Turkish

solan çiçek, yaşlanan ve güzelliğini kaybeden çiçek; bir zamanlar güzel olan fakat şimdi yaşlanan kadın

FADING STAR : English Turkish

solan yıldız, popülerliğini kaybeden ünlü magazinel kişi

FADM : English Turkish

filo amirali, ABD Deniz filosunda en yüksek rütbe, Filo Amriali; bu rütbeye sahip olan amiral

FADO : English Turkish

n. kederli Portekiz halk şarkısı

FAE : English Turkish

Saha Uygulama Mühendisi, bir şantiyede uygulamalı mühendislik görevlerini yerine getiren mühendis (teorik olana karşın olarak)

FAECAL : English Turkish

adj. pisliği olan, dışkıya ait, dışkı ile ilgili, atıl, tortulu

FAECES : English Turkish

n. dışkı, kaka, bok, pislik, atık, posa, tortu

FAECES SAMPLE : English Turkish

dışkı örneği, tıbbi analizlerde kullanılan küçük bir miktar dışkı