English Turkish
FEAST : English Turkish
v. ziyafet vermek, ağırlamak, eğlendirmek, ziyafet çekmek, doya doya yapmak, tadını çıkarmak, zevk almak, haz almak
FEAST FOR THE EYES : English Turkish
göz ziyafeti
FEAST OF LIGHTS : English Turkish
Işık Bayramı, Yahudi Hanukkah bayramı
FEAST OF TABERNACLES : English Turkish
Çardaklar Bayramı, Mısır'dan çıkışı anmak için kutlanan yedi gün süren ve o süre boyunca insanların küçük çadırlarda yaşadıkları Yahudi hasat bayramı, Sukkot, Çadırlar Bayramı
FEAST OF THE ASSUMPTION : English Turkish
n. hazreti meryem'in göğe yükselmesi yortusu
FEAST OF THE RESURRECTION : English Turkish
n. Diriliş Günü, Paskalya, İsa Mesih'in yeniden dirilişinin anısına kutlanan Hristiyan bayramı
FEAST OF THE SACRIFICE : English Turkish
Kurban Bayramı, Müslüman bayramı
FEAST ONE'S EYES ON : English Turkish
gözleri bayram etmek, doya doya bakmak
FEASTED HIS EYES ON : English Turkish
hoşlanarak veya tutkuyla gözlerini dikerek bakan
FEASTER : English Turkish
n. i yiyip içen kimse; ziyafete kayılan kimse, bir ziyafetin konuğu olan kimse
FEASTING : English Turkish
n. ziyafete katılma; büyük miktarda yemek yeme
FEAT : English Turkish
n. kahramanlık, yiğitlik, başarı, verim, beceri, beceriklilik, ustalık, üstün başarı
FEATHER : English Turkish
n. kuştüyü, tüy, köpük (dalga)
FEATHER : English Turkish
v. tüylerle donatmak, tüy takmak, tüylenmek (kuş)
FEATHER BED : English Turkish
kuştüyü yatak, kuştüyü şilte
FEATHER BRAIN : English Turkish
n. kuş beyinli, akılsız
FEATHER BRAINED : English Turkish
adj. kuş beyinli, akılsız
FEATHER IN ONE'S CAP : English Turkish
irisinin şapkasındaki kuş tüyü, övünülecek şey, gurur duyulacak şey
FEATHER ONE'S NEST : English Turkish
küpünü doldurmak
FEATHER ONE'S OWN NEST : English Turkish
n. emaneti iç etmek, sebeplenmek
FEATHER-LIKE : English Turkish
kuş tüyü gibi, hafif, yumuşak
FEATHER-WEIGHT : English Turkish
tüy siklet, üty siklet sınıfından boksör (126 pound veya 57 kilogramdan hafif olan)
FEATHERBED : English Turkish
n. kuştüyü yatak, rahat şey, keyifli durum
FEATHERBED : English Turkish
v. şımartmak, işverenleri fazla işçi çalıştırmaya zorlamak, nazlı alıştırmak
FEATHERBEDDING : English Turkish
n. sendikalarca çalışanların korunması
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani