English Turkish
FAVOURLESS : English Turkish
adj. tercih edilmeyen, favori olmayan; müsait olmayan, elverişli olmayan; elverişsiz, olumsuz, sakıncalı, avantajlı olmayan, müsait olmayan (ayrıca favorless)
FAVRILE GLASS : English Turkish
Favrile Glass, L. C. Tiffany tarafından geliştirilen ve vazo ve diğer dekoratif eşyalarda kullanılan parıltılı renkli cam ticari markası
FAVUS : English Turkish
n. deri hastalığı türü
FAWKES : English Turkish
n. Fawkes, soyadı; Guy Fawkes (
1606), Barut Komplosu'nu düzenleyenler arasında olduğu için idam edilen İngiliz Barut Komplosu suikastçısı (5 Kasım, 1605'te İngiltere Parlamentosunu ve Kral I. James'i infilak etmek için düzenlenen komplo)
FAWN : English Turkish
n. geyik yavrusu, karaca yavrusu, açık kahverengi
FAWN : English Turkish
v. yavrulamak, doğurmak (geyik), kuyruk sallamak, yaltaklanmak, dalkavukluk etmek
FAWN : English Turkish
adj. açık kahverengi
FAWN COLORED : English Turkish
adj. açık kahverengi
FAWN COLOURED : English Turkish
açık kahverengi
FAWNER : English Turkish
n. dalkavuk, yağcı, yaltakçı, yağdanlık
FAWNING : English Turkish
adj. kuyruk sallayan, yaltaklanan
FAWNINGLY : English Turkish
adv. sevgilerle; methedici bir şekilde, pohpohlayan bir tarzda
FAX : English Turkish
n. faks
FAX BOARD : English Turkish
faks kartı, faksların gönderilebilmesini sağlayan harici kart
FAX CARD : English Turkish
faks kartı, bir bilgisayarın faks makinası gibi çalışabilmesine olanak sağlayan ve anakart üzerine yerleştirilmiş dairesel kart
FAX MACHINE : English Turkish
faks makinası, telefon hatları üzerinden taranmış kağıt belge gönderip alan makina
FAX MODEM BOARD : English Turkish
faks modem kartı, faksların ve verilerin gönderilmesine olanak sağlayan genişletme kartı
FAX PROGRAM : English Turkish
faks programı, faks gönderip almak için kullanılan program
FAX SERVER : English Turkish
faks sunucusu, ağ üzerindeki bir çalışma istasyonunun faks göndermesine müsade eden sunucu
FAX TRANSMISSION : English Turkish
faks gönderimi, yazılı malzemenin faks makinası üzerinden gönderilmesi
FAY : English Turkish
n. peri
FAYETTEVILLE : English Turkish
n. Fayetteville, Arkansas'da bir şehir (ABD); ABD'de birkaç kasabanın ismi
FAZE : English Turkish
v. korkutmak, ödünü koparmak, dehşete düşürmek, rahatsız etmek (Argo)
FAZENDA : English Turkish
n. Brezilya veya Portekiz'de büyük çiftlik veya arazi; Brezilya veya Portekiz'de büyük hayvan üretme çiftliği veya ekili alan
FAÇADE : English Turkish
n. binanın ön cephesi, binanın önü, binanın caddeye bakan tarafı; dışardan/dış görünüş; ilüzyon, yanılsama, aldatıcı görünüş
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani