Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ALUMINUM FOIL : English Turkish

alüminyum folyo, stanyol, gıda ürünlerini sarmak ve saklamak için kullanılan çok ince alüminyum kağıtlar

ALUMINUM FRAME : English Turkish

alüminyum çerçeve, alüminyumdan yapılmış olan çerçeve (paslanmayan hafif ve güçlü metal)

ALUMINUM-FRAME WINDOW : English Turkish

alüminyum çerçeveli pencere, alüminyumdan yapılmış çerçevesi olan pencere (paslanmayan hafif ve güçlü metal)

ALUMNA : English Turkish

n. eski kız öğrenci, mezun kız

ALUMNUS : English Turkish

n. eski erkek öğrenci, mezun erkek

ALVA : English Turkish

n. bir erkek veya kadın adı; bir soyadı; Thomas Alva Edison, Amerikalı mucit, ampulün ve gramofonun mucidi; Oklahoma’da (ABD) bir şehir; Florida’da (ABD) bir kasaba

ALVEOLA : English Turkish

n. alveol, küçük çukur (bal peteğinde olduğu gibi); akciğerde bulunan hava hücresi; diş yuvası

ALVEOLAR : English Turkish

adj. diş yuvası ile ilgili, diş yuvası

ALVEOLAR BONE : English Turkish

n. alveolar kemik, üst veya altçenede dişlerin dizilmiş olduğu kemik parçası

ALVEOLARLY : English Turkish

adv. çukurumsu bir biçimde, çukur şeklinde; çok hücreden oluşan

ALVEOLATE : English Turkish

adj. gözenekli, küçük çukurlar içeren; birçok küçük hücreden oluşan (bal peteğinde olduğu gibi)

ALVEOLATION : English Turkish

n. gözenekli olma, birçok çukuru ve boşluğu olma durumu (bal peteğinde olduğu gibi)

ALVEOLECTOMY : English Turkish

n. alveolektomi, alt veya üst çene kemiğindeki alveoler sürecin kısmen veya tamamen durdurulması

ALVEOLITIS : English Turkish

n. alveolit, toz teneffüs etme nedeniyle akciğerlerde oluşan alveol iltihaplanması; diş yuvası iltihaplanması

ALVEOLUS : English Turkish

n. alveol, diş yuvası

ALVIN : English Turkish

n. bir erkek adı

ALVIN AILEY : English Turkish

(
1989) Afro-Amerikalı dansçı ve koreograf, Alvin Ailey American Dance Theater’ın (Alvin Ailey Amerikan Dans Tiyatrosu) kurucusu

ALVIN AILEY AMERICAN DANCE THEATER : English Turkish

Alvin Ailey American Dans Tiyatrosu; çoğunlukla Afro-Amerikan dansçılardan oluşan modern ünlü bir dans topluluğu

ALVINE : English Turkish

adj. bağırsak ile ilgili, bağırsaktan olan

ALWAYS : English Turkish

adv. her zaman, daima, hep, defalarca, tekrar tekrar, boyuna

ALWAYS BUSY : English Turkish

her zaman meşgul, daima dolu; sonsuza dek meşgul (telefon hattı)

ALWAYS ON THE LOOKOUT : English Turkish

her zaman gözcülük eden, her zaman tetikte, daima tedbirli, her zaman haberdar

ALWAYS ON TOP : English Turkish

her zaman üstte, (Bilgisayar)başka uygulamalara ilave olan uygulama

ALWAYS PAY OFF : English Turkish

hesabını her zaman kapatan, her zaman borcunu ödemek, hiçbir zaman borçlu olmama

ALWAYS SUPPOSING : English Turkish

her zaman farz etmek, daima – olması kaydıyla, her zaman varsayarak