Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FONDLING : English Turkish

n. şefkatli dokunuş; cinsel organlara dokunmaksızın önsevişme; okşama, kucaklama;

FONDLY : English Turkish

adv. severek, aşırı severek, aptalca

FONDLY REMEMBERED : English Turkish

severek hatırlanmış, sevgiyle düşünülmüş

FONDNESS : English Turkish

n. sevgi, şefkât, düşkünlük, muhabbet, tercih

FONDU : English Turkish

n. ekmek bandırılan erimiş peynir sosu ve diğer baharatlar (İsviçre orijinli); kızgın yağda pişirilmiş ve daha sonra sosa batırılmış et küpleri veya deniz ürünü küpleri; içerisine küçük yiyecek parçaları bandırılan tatlı veya lezzetli sıcak sos; (Bale) destek ayağının yavaşça esnemesi/bükülmesi

FONDUE : English Turkish

n. fondü, eritme peynir yemeği

FONT : English Turkish

n. vaftiz su kabı, lâmbanın gaz haznesi, memba, kaynak, pınar

FONT CARTRIDGE : English Turkish

ağlı olduğu yazıcı için font içeren kartuş

FONT FAMILY : English Turkish

genel tip tarzında harf karakteri büyüklüğü grubu

FONT NAME : English Turkish

n. vaftiz adı

FONTAINE : English Turkish

n. Fontaine, soyadı; Jean de La Fontaine (
1695), Fransız şair, "Masallar" yazarı

FONTANEL : English Turkish

n. bıngıldak

FONTANELLE : English Turkish

n. bıngıldak

FONZIE : English Turkish

n. Fonzie, The Fonz, Arthur Fonzarelli, Henry Winkler tarafından oynanan "Mutlu Günler" televizyon dizisinde bir karakter

FONZY : English Turkish

n. Fonzie, The Fonz, Arthur Fonzarelli, Henry Winkler tarafından oynanan "Mutlu Günler" televizyon dizisinde bir karakter

FOO : English Turkish

n. belirsiz nesneler için kullanılan genel isim (ör. bilgisayar dosyaları, programlar vb.)

FOO FIGHTERS : English Turkish

Foo Fighters, ünlü Amerikalı rock grubu

FOOD : English Turkish

n. yiyecek, yiyecekler, yemek, gıda, besin, yem

FOOD ALLERGY : English Turkish

n. gıda alerjisi, besin veya besin bileşenlerine karşı alerjik reaksiyon

FOOD AND AGRICULTURAL ORGANIZATION : English Turkish

n. Gıda ve Tarım Teşkilâtı, gıda ve tarım ile ilgili olan Birleşmiş Milletler kurumu, FAO

FOOD AND AGRICULTURE ORGANIZATION : English Turkish

n. Gıda ve Tarım Teşkilâtı, tüm dünyada beslenmenin kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan BM dairesi

FOOD AND AGRICULTURE ORGANIZATION OF THE UNITED NATIONS : English Turkish

n. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilâtı, Gıda ve Tarım Teşkilâtı, gıda ve tarım ile ilgili olan Birleşmiş Milletler kurumu, FAO

FOOD AND DRINK : English Turkish

yiyecek içecek, yenen ve içilen şeyler; hayat, yaşam, canlılık, beslenme, besin, gıda

FOOD BASKET : English Turkish

gıda sepeti, meyve veya yiyecek içeren sepet (genellikle bir hediye olarak verilen); belirli bir süre içerisinde bir aile tarafından satın alınan ortalama gıda ve ihtiyaç maddeleri miktarı, ortalama aylık harcamalar

FOOD CHAIN : English Turkish

esin zinciri, besin ağı, bir organizmanın kendinden sonraki en düşük seviyedeki canlıyı beslediği doğadaki beslenme düzenini tanımlayan piramit şeklindeki yapı, bir ekosistemde beslenen hayvanlar ve bitkiler içinde yırtıcılar ve avları arasındaki beslenme ilişkisi; süpermarket imtiyaz hakkı