Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
FORESEEN : English Turkish

adj. önceden haber verilmiş, tahmin edilmiş, önceden söylenmiş

FORESEEN DANGER : English Turkish

önceden bilinen tehlike

FORESEER : English Turkish

n. kahin, geleceği söyleyen kimse, tahminler yapan kehanette bulunan kimse

FORESEES THE FUTURE : English Turkish

geleceği gören, gelecekte ne olacağını bilen

FORESHADOW : English Turkish

v. önceden göstermek, belirtisi olmak

FORGET IT : English Turkish

unutun

FORGET ME NOT : English Turkish

unutma beni (çiçek)

FORGET ONE'S MANNERS : English Turkish

v. terbiyesini bozmak, kendini kaybetmek

FORGET ONESELF : English Turkish

kendini unutmak, oto kontrolünü veya aklı selimini kaybetmek, duyularını algılarını aklını kaybetmek

FORGET-ME-NOT : English Turkish

çiçek türü

FORGETFUL : English Turkish

adj. unutkan, ihmalkâr, ihmalci, kayıtsız

FORGETFULLY : English Turkish

adv. unutkan bir tarzda; dikkatsizce, düşüncesizce

FORGETFULNESS : English Turkish

n. unutkanlık, ihmal, kayıtsızlık

FORGETTABLE : English Turkish

adj. unutulabilir, hatırlanması zor

FORGETTERY : English Turkish

n. unutabilirlik; unutma imkanı, unutma kolaylığı; arızalı hafıza, kusurlu bellek

FORGETTING : English Turkish

n. unutma

FORGING : English Turkish

n. demir dövme eylemi, metal işçiliği, demirci işi, demirci çalışması

FORGIVABLE : English Turkish

adj. affedilebilir, bağışlanabilir

FORGIVE : English Turkish

v. affetmek, bağışlamak, kusuruna bakmamak, silmek

FORGIVE A SIN : English Turkish

ir günahı bağışlamak

FORGIVE AND FORGET : English Turkish

ağışlayıp unutmak, bir kimseyi bağışlamak ve kin gütmemek

FORGIVE ME : English Turkish

interj. kusura bakmayın

FORGIVE ME FOR BEING LATE : English Turkish

geç kaldığım için özür dilerim

FORGIVEABLE : English Turkish

adj. bağışlanabilir, affedilebilir

FORGIVEN : English Turkish

adj. bağışlanmış, affedilmiş; merhamet gösterilmiş; bir borç veya yükümlülükten azad edilmiş