English Turkish
FORMALISTIC : English Turkish
adj. geleneksel metodlara ve uygulamalara katı biçimde bağlı olan; harici tarz ve geleneklerin üzerinde duran
FORMALISTICALLY : English Turkish
adv. formalistik bir tarzda; geleneksel metodlara ve alışkanlıklara bağlı kalarak; harici şekil ve adetlere önem vererek
FORMALITY : English Turkish
n. resmiyet, tören, formalite, usul
FORMALIZATION : English Turkish
n. resmileştirme
FORMALIZE : English Turkish
v. biçimlemek, şekillendirmek, resmileştirmek
FORMALIZE TIES : English Turkish
iki ülke arasındaki bağı resmi olarak tanımak
FORMALIZER : English Turkish
n. resmileştiren kimse, kanuna göre yapan kimse, resmi yapan kimse; hukuken geçerli yapan kimse; şekil veren kimse (ayrıca formaliser)
FORMALLY : English Turkish
adv. resmen, usulen, şeklen, biçimsel olarak
FORMALLY DRESSED : English Turkish
esmi olarak giyinmiş, resmi kıyafetler giymiş, resmi bir durum için giyinmiş
FORMAN : English Turkish
n. Forman, soyadı; Milos Forman (1932), Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Çek sinema yönetmeni ("Amadeus ", "Skandalın Adı Larry Flint" ve başka filmleri yönetmiş olan)
FORMAT : English Turkish
n. kitap düzenlemesi, biçim, boyut, sayfa düzeni, format
FORMAT PAINTER : English Turkish
ir nesnenin özelliklerini diğer nesneye aktaran fırça
FORMATE : English Turkish
n. formik asit tuzu veya esteri (Kimya)
FORMATION : English Turkish
n. formasyon, biçimlenme, oluşum, oluşturma, düzen, yapım
FORMATION LEADER : English Turkish
ir grup uçağın başında uçan uçak (liderlik etmek ve yönlendirmek için)
FORMATION OF A GOVERNMENT : English Turkish
hükümet oluşunu, bir yönetim organı yaratılması veya oluşturulması, bir bakanlık veya yönetim oluşturulması
FORMATIVE : English Turkish
adj. şekillendiren, biçimlendirici, oluşmaya ait, geliştirici, gelişme, gelişebilir, sözcük kökünü geliştirebilir
FORMATIVE : English Turkish
n. takı, ek
FORMATIVE LETTERS : English Turkish
kelimeleri oluşturmak için kullanılan harfler (Gramer)
FORMATTED : English Turkish
adj. belirli bir formatta düzenlenmiş; okuma ve yazma içi hazırlanmış (Bilgisayar)
FORMATTER : English Turkish
n. biçimlendiren kimse veya şey; bir hard diski veya disketi kullanıma hazırlamak için kullanılan alet (Bilgisayar)
FORMATTING : English Turkish
n. (Bilgisayar) bir hard diski veya disketi okumaya veya yazmaya hazırlama; tasarım, tasarlama, bir dökümanın konfigürasyonlarının yerleştirilmesi
FORME : English Turkish
n. forma (yazı)
FORMED A GOVERNMENT : English Turkish
hükümet olşturmuş, bir yönetim organı yaratmış veya yapmış, bir yönetim veya bakanlık kurmuş
FORMED AN OPINION : English Turkish
ir fikir oluşturmuş, bir sonuca ulaşmış, bir karara varmış
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani