English Turkish
FRIVOL : English Turkish
v. vakit öldürmek, oyalanmak
FRIVOL AWAY : English Turkish
oşa harcamak, ziyan etmek
FRIVOLITY : English Turkish
n. havailik, hoppalık, anlamsızlık, ciddiyetsizlik
FRIVOLOUS : English Turkish
adj. fingirdek, hoppa, uçarı, hafif, anlamsız, boş, adaleti yanıltıcı
FRIVOLOUSLY : English Turkish
adv. ciddiyetsiz bir şekilde, müsrifçe, basmakalıp bir şekilde, önemsiz bir şekilde; aptalca; anlamsız bir şekilde; önemsiz bir biçimde
FRIVOLOUSNESS : English Turkish
n. önemsizlik, ciddi olmamama durumu, gamsızlık, kaygısız olma durumu
FRIZ : English Turkish
n. kıvırcık, küçük saç lülesi; küçük sıkı buklelerle şekillendirilmiş olan saç; kıvırcık saç
FRIZ : English Turkish
v. kıvırcık yapmak, saçı küçük sıkı buklelerle şekillendirmek
FRIZZ : English Turkish
n. kıvrım, bukle
FRIZZ : English Turkish
v. kıvırmak, kıvrılmak, bukle olmak, cızırdayarak kızarmak
FRIZZED : English Turkish
adj. kıvrılmış, kıvırcık yapılmış, küçük sıkı lülelere biçim verilmiş (saç hakkında)
FRIZZILY : English Turkish
adv. kıvır kıvır olarak, kıvırcık şekilde
FRIZZINESS : English Turkish
n. kıvırcıklık, kıvrıklı olma, dalgalı olma, sıkıca kıvrılmış olma (saç hakkında)
FRIZZLE : English Turkish
v. cızırdayarak kızarmak, cızırdatarak kızartmak, kıvrılmak, kıvırmak
FRIZZLED : English Turkish
adj. kıvrılmış, kıvrık, dalgalı; gevrekleşe kadar kızartılmış
FRIZZLED HAIR : English Turkish
kıvrılmış saç, küçük sıkı lüleler ile şekillendirilmiş olan saç
FRIZZLER : English Turkish
n. saçı kıvıran kimse, lüleler yapan kimse
FRIZZLY : English Turkish
adj. kıvır kıvır, kıvırcık, bukle bukle
FRIZZY : English Turkish
adj. kıvır kıvır, kıvırcık, bukle bukle
FRIZZY HAIRED : English Turkish
kıvırcık saçlı, çok kıvırcık saçı olan
FRO : English Turkish
adv. geri, den, arka
FRO-YO : English Turkish
fro-yo, donmuş yoğurt
FROBISHER : English Turkish
n. Frobisher, soyadı; Sir Martin Frobisher (
1594), Baffin Adası'nı keşfeden ve Frobisher Körfezi'ne adını veren İngiliz denizci
FROBISHER BAY : English Turkish
Frobisher Körfezi, Baffin Adası'nın (Kanada) doğu burnunu Atlantik Okyanusu ile birleştiren körfez
FROCK : English Turkish
n. cüppe, geniş elbise, rop, frak, iş elbisesi, redingot
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani