Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GAUZILY : English Turkish

adv. tül gibi, ince kumaş gibi, gazlı bez gibi

GAUZINESS : English Turkish

n. şeffaflık, saydamlık; tül gibi olma niteliği

GAUZY : English Turkish

adj. tüllü, tül gibi, şeffaf, puslu, sisli

GAVAGE : English Turkish

n. sonda ile besleme

GAVE A BAD NAME : English Turkish

adını kötüye çıkardı, kötülendi, alçaldı

GAVE A CALL : English Turkish

aradı, telefonla aradı, telefon etti, telefon üzerinden aradı

GAVE A COMPREHENSIVE DESCRIPTION : English Turkish

ayrıntılı bir eşkâl vermek, tam tasvir sağladı, eksiksiz açıklama yaptı, ayrıntılı tarif verdi

GAVE A DAMN : English Turkish

taktı, umursadı,
için önemliydi

GAVE A HAND : English Turkish

yardım etti, yardımcı oldu, destekledi, el uzattı

GAVE A LECTURE : English Turkish

ders anlattı, konferans verdi, aydınlatıcı konuşma yaptı; azarladı

GAVE A PERFORMANCE : English Turkish

gösteri sundu, gösteri yaptı, oynadı, eğlence sağladı, sahneye çıktı

GAVE A PIECE OF HIS MIND : English Turkish

ağzına geleni söyledi, tam olarak düşündüklerini söyledi, aklında olan her şeyi söyledi

GAVE A REASON : English Turkish

sebep gösterdi, sebep üretti, bahane ileri sürdü

GAVE A RECEIPT : English Turkish

makbuz verdi, ödeme karşılığı makbuz verdi

GAVE A URINE SAMPLE : English Turkish

idrar örneği verdi, az miktarda idrar verdi (genellikle test yapmak için doktora verilen)

GAVE ADVICE : English Turkish

tavsiye verdi, öğüt verdi, nasihat verdi

GAVE AN ENCORE : English Turkish

istek parça söyledi, ekstradan şarkı seslendirdi

GAVE AN ENEMA : English Turkish

lavman uyguladı, bağırsakları temizlemek için bir rektuma sıvı enjekte etti

GAVE AN EXAMPLE : English Turkish

örnek verdi, numune sağladı, misal verdi

GAVE AN EXPERT OPINION : English Turkish

ilirkişi görüşü sundu, bilgili görüş sundu

GAVE AN IV : English Turkish

IV uyguladı, damar içi enjeksiyon uyguladı

GAVE AN ORDER : English Turkish

emir verdi, buyurdu

GAVE CHASE : English Turkish

takip etti, izledi, peşinden koştu, kovaladı, kaçırdı

GAVE DETAILS : English Turkish

ayrıntılar verdi, daha fazla bilgi sundu

GAVE FREE REIN : English Turkish

serbest bıraktı, tam özgürlük verdi