Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GENERAL STORE : English Turkish

market, çok çeşitli ürünler satan küçük perakendeci dükkan

GENERAL STRIKE : English Turkish

genel grev

GENERAL SUHARTO : English Turkish

n. General Suharto, Haji Mohammad Suharto (
2008), Endonezyalı ordu komutanı,
1998 yılları arsında Endonezya eski cumhurbaşkanı (32 yıllık görevden sonra 1998'de yolsuzluk iddiaları nedeniyle baskı altında kalıp istifa etti)

GENERAL THEORY OF RELATIVITY : English Turkish

genel görecelik kuramı, genel görelilik, yer çekimi ve ivme teorisi

GENERAL TOMMY R. FRANKS : English Turkish

n. General Tommy R. Franks, (1945 doğumlu) ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı Başkomutanı, Irak'ın Özgürlüğü operasyonunu yürüten Amerikan askeri birliklerinden sorumlu olan dört yıldızlı general

GENERAL ZIONISTS : English Turkish

Genel Siyonistler, dindar ya da sosyalist olmayan Siyonist gruplar

GENERAL-SERVICE CORPS : English Turkish

genel hizmet sınıfı, uzmanlaşmış teşkilatta hizmet vermeyen tüm askerleri kapsayan kolordu

GENERALISABLE : English Turkish

adj. genellenebilir, genelleştirilebilir; genel kurala dahil edilebilir; bir demecin genel formatına indirilebilir (ayrıca generalizable)

GENERALISATION : English Turkish

n. genelleme, genelleme eylemi; genel bildiri veya sonuç; (Psikoloji) yeni uyarıcıya benzer uyarıcıya olduğu gibi tepki gösterme (ayrıca generalization)

GENERALISE : English Turkish

v. genellemek, genel veya belirsiz açıklamalar yapmak; genel prensip oluşturmak; bitirmek, sonuç çıkarmak; genel olarak uygulanabilir hale getirmek; bir şeye genel nitelik vermek (ayrıca generalize)

GENERALISSIMO : English Turkish

n. başkomutan

GENERALIST : English Turkish

n. kültürlü kimse, genel kültürü kapsamlı kimse

GENERALITY : English Turkish

n. genellik, yaygınlık, çoğunluk, belirsizlik, genel konu

GENERALIZABLE : English Turkish

adj. genellenebilir, genelleştirilebilir; genel kurala dahil edilebilir; bir demecin genel formatına indirilebilir (ayrıca generalisable)

GENERALIZATION : English Turkish

n. genelleme, genelleştirme

GENERALIZE : English Turkish

v. genellemek, yaygınlaştırmak, genelleme yapmak

GENERALIZED : English Turkish

adj. genellenmiş, genelleştirilmiş, genel olarak uygulanmış

GENERALIZER : English Turkish

n. genelleme yapan kimse, genelleştiren kimse, genellemeler yapan kimse

GENERALLY : English Turkish

adv. genel olarak, genelde, genellikle, çoğunlukla, ekseriya, ana hatlarıyla, çoğunluk tarafından

GENERALLY ACCEPTED ACCOUNTING PRINCIPLES : English Turkish

Genel Kabul Gören Muhasebe İlkeleri, geleneksel olarak kabul edilmiş olan muhasebe ana fikirleri (muhasebe mesleğini yöneten organ tarafından belirlenen), GAAP

GENERALLY RECOGNIZED AS SAFE : English Turkish

genellikle güvenilir olarak kabul edilen, GRAS, zararsız, bir kimsenin sağlığı için tehlikeli olmayan (Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu tarafından tehlikesiz kabul edilen gıda katkı maddelerine tahsis edilen etiket)

GENERALLY SPEAKING : English Turkish

genelde

GENERALNESS : English Turkish

n. genellik, evrensellik, umumiyet, yaygınlık

GENERALSHIP : English Turkish

n. generallik, general rütbesi; general konumu; liderlik, askeri yönetim; strateji

GENERATE : English Turkish

v. üretmek, meydana getirmek, var etmek, oluşturmak, dünyaya getirmek, doğurmak