Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
GET A KICK OUT OF : English Turkish

-den keyif almak, eğlenmek, tarafından eğlendirilmek, zevk almak

GET A LEG IN : English Turkish

adımını atmak, (Argo) başlangıç yapmak; başlamak

GET A LIFE : English Turkish

aşka işin yok mu, zamanını faydalı şeylerle değerlendir!, git arkadaşlarla görüş ve sosyal aktivitelerde bulun!

GET A LINE ON : English Turkish

ipucu yakalamak, bilgi almak

GET A LOAD OF : English Turkish

şaşkınlıkla bakmak, (Argo) bakmak

GET A LOAD OF THIS! : English Turkish

şu işe bak!, şuna bak! (Argo)

GET A MESSAGE ACROSS TO : English Turkish

ir şey iletmek, haber salmak

GET A MOVE ON : English Turkish

aşlamak, acele etmek

GET A RISE OUT OF : English Turkish

tepesini attırmak, sinirlendirmek, kızdırmak; harekete yol açmak; istenilen özel tepki almak için kışkırtmak

GET A SCOLDING : English Turkish

v. azar işitmek, fırça yemek

GET A SHAVE : English Turkish

v. tıraş olmak

GET A TOE HOLD : English Turkish

ilk adımı atmak, tutunmak

GET A TRASHING : English Turkish

v. dayak yemek

GET ABOUT : English Turkish

gezmek, seyahat etmek, iyileşip ayağa kalkmak, yayılmak, gidip gelmek

GET ABOVE ONESELF : English Turkish

kendini dev aynasında görmek, kendin, olduğu yerden daha yüksekte sanmak

GET ACCUSTOMED : English Turkish

alışmak, alışık olmak

GET ACCUSTOMED TO SMTH : English Turkish

v. alışmak

GET ACQUAINTED : English Turkish

v. tanışmak, görüşmek,
e tanıtılmak; bilgili olmak; öğrenmek

GET ACROSS : English Turkish

v. anlaşılmak, beğenilmek, açıklamak, kızdırmak

GET ACROSS : English Turkish

zorlukla aşmak, geçmek, aşmak, ırmaktan yaya geçmek; anlaşılmak

GET ACROSS : English Turkish

açıklık kazandırmak, bir şeyi anlaşılır hale getirmek; anlaşılır bir şekilde iletişim kurmak

GET AHEAD : English Turkish

ilerleme kaydetmek, başarılı olmak, öne geçmek

GET AHEAD OF : English Turkish

geçmek, yetişmek, aşmak, üstün olmak, ileri gitmek

GET AHEAD OF SMB : English Turkish

v. ileri olmak, önüne geçmek

GET ALONG : English Turkish

geçinmek, yetmek, ilerlemek, iyi geçinmek, yeterli olmak, anlaşmak, uyuşmak, devam etmek