Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

GET ALONG WITH : English Turkish

iyi anlaşmak, iyi geçinmek, anlaşmak, geçinmek, uyuşmak

GET ALONG WITH YOU : English Turkish

hadi canım, amma da yaptın

GET AN EARFUL : English Turkish

n. azar işitmek

GET AN ENCORE : English Turkish

v. sahneye tekrar çağırılmak

GET AN EYEFUL OF : English Turkish

kaçırmamak, iyice bakmak, iyice gözden geçirmek

GET AN INKLING OF : English Turkish

v. kokusunu almak

GET ANGRY TO : English Turkish

v. darılmak

GET AROUND : English Turkish

yasal boşluktan faydalanmak, yolunu bulmak, yayılmak, gezinmek

GET AROUND TO : English Turkish

zaman ayırmak, bir şey için zaman bulmak, zamanı kullanmak (bir şey yapmak için)

GET AT : English Turkish

ulaşmak, varmak, uğraşmak, üstüne varmak, bulaşmak, ortaya çıkarmak, demek istemek, rüşvetle etkilemek, zorla yüklemeye çalışmak

GET AWAY : English Turkish

kaçmak, kurtulmak, sıvışmak, yakasını kurtarmak

GET AWAY WITH MURDER : English Turkish

yanına kar kalmak, (Argo) kanuna karşı işlenmiş bir suç için ceza almamak

GET BACK ON ONE'S FEET : English Turkish

ayakları üzerinde durmak, (Argo) gerçek hayata dönmek (hastalıktan veya ciddi problemlerden sonra)

GET BACK TO THE GRINDSTONE : English Turkish

n. işe geri dönmek

GET BEHIND : English Turkish

yetiştirememek, yetişmemek, parası yetişmemek

GET BENCHED : English Turkish

oyundan alınmak,(Argo) oyun sırasından oyundan çıkarılmak (Spor)

GET BETWEEN THE SHEETS : English Turkish

yatağa girmek, yatmak

GET BOGGED DOWN : English Turkish

çıkmaza girmek, zor bir durum içine saplanıp kalmak, sorunlarla karşılaşmak, "saplanmış" olmak

geçinmek, zor dönemde idare etmek (finansal açıdan), mali açıdan zor bir duruma dayanmak (örneğin,
"Şimdi eşim de işini kaybettikten sonra kirayı ödemek çok zor olacak ancak idare edeceğimizi biliyorum")

English Turkish