English Turkish
GROW OLD : English Turkish
yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak, eskimek
GROW ON TREES : English Turkish
ol olmak
GROW ONE'S HAIR LONG : English Turkish
v. saçını uzatmak
GROW OUT OF : English Turkish
üyüyüp sığmamak, çıkmak, oluşmak, doğmak, zamanla kaybolmak
GROW PALE : English Turkish
enzi atmak, benzi solmak, benzi sararmak, yüzündeki pembeliği kaybetmek; rengi solmak
GROW PALE FROM FEAR : English Turkish
v. beti benzi atmak
GROW PLUMP : English Turkish
v. tombullaşmak
GROW POOR : English Turkish
fakirleşmek, yoksullaşmak, perişanlaşmak
GROW RICH : English Turkish
zenginleşmek
GROW RIFE : English Turkish
yayılmak, aşırı çoğalmak
GROW STRONGER : English Turkish
güçlenmek, kuvvetlenmek
GROW STUPID : English Turkish
salaklaşmak, aptallaşmak
GROW THIN : English Turkish
zayıflamak
GROW UP : English Turkish
üyümek, gelişmek, boy atmak, çıkmak, yaygınlaşmak
GROW UP! : English Turkish
üyü artık!, yetişkin gibi davran!, çocuk gibi davranmayı bırak; sorumlu davran
GROW WARM : English Turkish
v. ısınmak
GROW WARMER : English Turkish
sıcaklaşmak
GROW WHITE : English Turkish
eyazlaşmak
GROW WISER : English Turkish
meraklanmak
GROWABLE : English Turkish
adj. yetiştirilebilir, yetiştirilebilen, büyütülebilen
GROWER : English Turkish
n. yetişen bitki, yetiştirici, üretici
GROWING : English Turkish
n. yetiştirme, tarım, büyüme, gelişme
GROWING : English Turkish
adj. büyüyen, gelişen, artan, çoğalan
GROWING CITY : English Turkish
üyüyen şehir, daha büyük hale gelen şehir, gelişen şehir
GROWING DEMAND : English Turkish
artan talep, atan istek, artan ihtiyaç veya gereksinim, büyüyen pazar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani