Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

ağır sanayi, ağır endüstri, büyük çapta imalat, büyük oranda sermaye ve işgücü kullanan sanayi (örneğin otomobil endüstriyel makineler çelik vs imalatı)

HEAVY LOAD : English Turkish

ağır yük, büyük ağırlık

HEAVY LOSSES : English Turkish

çok sayıda ölüm, büyük miktarda ölüm, ağır kayıplar

HEAVY MACHINE GUN : English Turkish

ağır makineli silah, otomatik olarak mühimmat atan ağır silah (tripod üzerinden ateşlenir), hmg

HEAVY MAKEUP : English Turkish

ağır makyaj, kozmetik malzemesinin bolca uygulanması

HEAVY METAL : English Turkish

heavy metal, bir tür rock müzik

HEAVY METALS : English Turkish

ağır metaller, ağır olan metaller (demir bakır vs gibi)

HEAVY OIL : English Turkish

n. kreozot, kalın petrol yağı

HEAVY POLLING : English Turkish

n. çok oy alma

HEAVY RAIN : English Turkish

yoğun yağış

HEAVY SHOWER : English Turkish

n. sağanak

HEAVY SMOKER : English Turkish

n. ağır sigara içicisi, sigara tiryakisi kimse, sigara bağımlısı kimse, aralıksız bir şekilde sigara içen kimse

HEAVY SNOW : English Turkish

ağır kar, ağır kar yağışı, yoğun kar yağışı, kısa bir zaman dilimi içinde düşen büyük kar miktarı

HEAVY SOIL : English Turkish

ağır toprak, ağır zemin, uzun süreler su tutan yoğun partiküllü toprak

HEAVY SPAR : English Turkish

n. doğal baryum sülfat

HEAVY STEPS : English Turkish

ağır adımlar, yüksek sesli adımlar, gürültülü adımlar