English Turkish
HEPATOSPLENOMEGALY : English Turkish
n. hepatosplenomegal, karaciğer ve dalağın anormal büyümesi (Tıp)
HEPATOTOXIC : English Turkish
adj. hepatotoksik, karaciğer hücrelerine zehirli olan
HEPATOTOXICITY : English Turkish
n. hepatotoksiklik, karaciğer hücrelerine zehirli olma durumu
HEPATOTOXIN : English Turkish
n. hepatotoksin, karaciğer hücrelerine zehirli olan madde
HEPBURN : English Turkish
n. Hepburn, soyadı; Katherine Hepburn (
2003), ünlü Amerika Birleşik Devletleri oyuncusu
HEPBURN SYSTEM : English Turkish
n. hepburn sistemi, James Curtis Hepburn tarafından icat edilen Japoncayı Latin harflerine çevirme sistemi
HEPCAT : English Turkish
n. caz meraklısı, swing müziği hastası
HEPHAESTUS : English Turkish
n. Hephaestus, ateş, metal yapım ve zanaatlar tanrısı (Yunan Mitolojisi)
HEPPLEWHITE : English Turkish
n. Hepplewhite, soyadı; George Hepplewhite (bilinmeyen doğum tarihi-1786), İngiliz marangoz ve mobilya tasarımcısı
HEPTA : English Turkish
pref. yedi
HEPTACHLOR : English Turkish
n. heptaklor, geçmişte böcek ilacı olarak kullanılmış zehirli bir madde
HEPTAD : English Turkish
n. yedili grup, yedi değerli atom
HEPTAGON : English Turkish
n. yedigen
HEPTAGONAL : English Turkish
adj. yedi açılı
HEPTAHEDRON : English Turkish
n. yedi yüzeyli cisim
HEPTAMETER : English Turkish
n. heptametre, yedi vezin ölçüsü olan satır (Şiir)
HEPTANE : English Turkish
n. heptan, organik bir kimyasalın petrolden elde edilen ve anestetik veya çözücü olarak kullanılan izomerik biçimi
HEPTARCHY : English Turkish
n. yedi kişilik hükümet, yedi krallık
HEPTATEUCH : English Turkish
n. Heptateuch, Eski Ahit'in yedi kitabından biri (Pentateuch artı Joshua ve Judges kitapları)
HEPTATHLETE : English Turkish
n. heptatloncu
HEPTATHLON : English Turkish
n. heptatlon
HER : English Turkish
pron. onu, ona, onun, o, kendisi, kendine
HER DAYS ARE NUMBERED : English Turkish
onun günleri sayılı, o sonuna yaklaştı, muhtemelen yakında ölecek, ölümü yaklaştı
HER EX-HUSBAND : English Turkish
onun eski kocası (karısından boşanmış bir koca için kullanılır)
HER FACE FELL : English Turkish
yüzü düştü, suratı birden düştü, birden hayal kırıklığına uğramış göründü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani