English Turkish
LIMBER : English Turkish
adj. esnek, kıvrak, çevik
LIMBER UP : English Turkish
gevşetmek, yumuşatmak, yumuşamak, top arabasına ön parçayı bağlamak
LIMBERLY : English Turkish
adv. çevik bir şekilde, esnek bir şekilde, kıvrak bir şekilde
LIMBERNESS : English Turkish
n. kıvraklık, esneklik, bükülebilirdik; çeviklik, dayanıklılık
LIMBIC : English Turkish
adj. limbik, kenara ait veya ilgili olan, kenar şeridine ait veya ilgili olan
LIMBLESS : English Turkish
adj. uzuvsuz, eklemli organları olmayan
LIMBO : English Turkish
n. cehennemin sınırındaki yer, zindan, belirsizlik, muallak
LIMBURG : English Turkish
n. bir soyadı; güneydoğu Hollanda'da bir eyalet; kuzeydoğu Belçika'da bir eyalet
LIMBURGER : English Turkish
n. güçlü bir tat ve kokuya sahip yumuşak beyaz peynir
LIMBUS : English Turkish
n. araf, cennet ve cehennem arasındaki yer (Katoliklik); sınırlama veya hapsedilme yeri; vücut parçaları arasındaki kenar veya uç (Biyoloji)
LIME : English Turkish
n. kalsiyum oksit, kireç, ökse, ıhlamur, lime, misket limonu
LIME : English Turkish
v. kireç serpmek, ökse sürmek
LIME BLOSSOM : English Turkish
n. ıhlamur
LIME JUICE : English Turkish
n. misket limonu suyu, misket limonlarından elde edilen meyve suyu
LIME PIT : English Turkish
n. kireç kuyusu, kireç ocağı
LIME ROCK : English Turkish
kireç taşı, büyük miktarda kalsiyum içeren kaya oluşumu
LIME TREE : English Turkish
ıhlamur ağacı
LIMEADE : English Turkish
n. misket limonu suyu şeker ve su ile karıştırılarak yapılan içecek
LIMEKILN : English Turkish
n. kireç ocağı
LIMELIGHT : English Turkish
n. Charlie Chaplin tarafından yönetilen 1952 yapımı komedi filmi(Charlie Chaplin ve Buster Keaton'un rol aldığı); New-York (ABD) ve Londra'da (İngiltere ) gece kulüplerine verilen isim
LIMELIGHT : English Turkish
n. karpit lâmbası, sahne ışığı
LIMEN : English Turkish
n. eşik [pis.]
LIMEPIT : English Turkish
n. kireç kuyusu, tüyleri ve kürkü çıkarmak için içinde hayvan postlarının ıslatıldığı kireç içeren çukur
LIMERICK : English Turkish
n. beş mısralık esprili şiir
LIMES : English Turkish
n. sınır duvarı, eski Roma’da takviye edilmiş hudut
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani