Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ANTI PERSONNEL BOMB : English Turkish

insan öldürücü bomba, düşman birliklerine karşı yönlendirilmiş olan bomba (donanım veya yapıya karşı değil)

ANTI RUST : English Turkish

pas önleyici, paslanmayı önleyici

ANTI SEMITE : English Turkish

yahudi aleyhtarı

ANTI SEMITIC : English Turkish

yahudi aleyhtarı

ANTI SEMITISM : English Turkish

yahudi aleyhtarlığı

ANTI SKID : English Turkish

adj. patinaj önleyici, kaymayı önleyici

ANTI TANK : English Turkish

adj. tanksavar

ANTI TANK BOMB : English Turkish

tanksavar bombası, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için tasarlanmış olan bomba

ANTI TANK GUN : English Turkish

tanksavar topu, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için tasarlanmış olan top

ANTI TANK SHELL : English Turkish

tanksavar fişek, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için özel olarak tasarlanmış olan fişek

ANTI TRUST : English Turkish

adj. tekelcilik karşıtı

ANTI UNION : English Turkish

adj. sendika aleyhtarı, sendika karşıtı

ANTI VIRUS : English Turkish

antivirüs, bilgisayar virüsleri bulmak ve onlara karşı korumak için tasarlanmış olan bilgisayar programı

ANTI-AGING : English Turkish

n. yaşlanmayı geciktirici, uzun ömürlülük, ömür uzatma; ortalama ömrün yükselmesi; yaşlanmayı geciktirici ilaç, yaşlanma sürecini tedavi etmek ve geciktirmek için tasarlanmış olan tıbbi madde; yaşlanmayı geciktiren krem, yaşlanma etkilerini geciktiren krem

ANTI-AGING : English Turkish

adj. yaşlanmayı geciktiren, yaşlanma etkilerini geciktiren, yaşlanma etkilerini yavaşlatmada etkisi olan; yaşlanma etkilerini geciktirmek için kullanılan, yaşlanama etkisini azaltmak için kullanılan

ANTI-AGING DRUG : English Turkish

n. yaşlanmayı geciktiren ilaç, yaşlanma etkilerini azaltmak için kullanılan ilaç; yaşlanmayı geciktirmek için kullanılan ilaç

ANTI-AIR ARTILLERY : English Turkish

uçaksavar topçusu, düşman uçağına karşı savunmak için kullanılan ateş gücü

ANTI-AIRCRAFT MISSILE : English Turkish

uçaksavar füzesi, uçağa ateş ederek düşürmek iççin kullanılan füze

ANTI-ALIAS : English Turkish

örtüşme önler, ara gölgeler kullanarak kenarlarında kırıklar olan grafiksel imgeleri düzeltmek (Bilgisayar)

ANTI-BALLISTIC MISSILE TREATY : English Turkish

ABD ve eski Sovyetler Birliği arasında 1972 yılında imzalanmış olan ve her iki tarafın da edinebilecekleri anti-balistik füze fırlatıcısı sayısını 200 ile sınırlayan silahlanma kontrolü anlaşması

ANTI-BALLISTIC MISSILES : English Turkish

füzesavar füze, balistik füzeleri durdurmak ve yok etmek için tasarlanmış olan füzeler

ANTI-CLIMAX : English Turkish

düş kırıklığı, çöküş, kötü sonuç, hayal kırıklığına uğratan sonuç

ANTI-CRUELTY TO ANIMALS LAW : English Turkish

Hayvanlara İşkenceyi Önleme Yasa; hayvanları istismar ve işkenceye karşı koruyan yasa

ANTI-DAZZLE : English Turkish

adj. güneşlik, ışık parlamasını azaltan

ANTI-ESTABLISHMENT : English Turkish

anti işyeri, var olan yetkili makamlara veya kuruma karşı olan