Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ANTI-FEMINIST : English Turkish

anti feminist, feminizme karşı olan kimse

ANTI-FLEA POWDER : English Turkish

pire tozu, pire istilalarını önleyen toz

ANTI-HERO : English Turkish

olumsuz nitelikleri olan baş kahraman, tipik kahraman özellikleri olmayan hikaye veya film kahramanı (cesaret, vb. gibi)

ANTI-HITLER COALITION : English Turkish

Hitler karşıtı koalisyon, Hitler’e karşı olan ittifak

ANTI-INFLAMMATORY : English Turkish

adj. antieflamatuar, iltihaplanma önleyici, kaşındırmayı azaltan (Tıp)

ANTI-INFLAMMATORY : English Turkish

n. antieflamatuar, iltihaplanmayı azaltan ilaç, kaşındırmayı azaltan ilaç

ANTI-JEWISH APPROACH : English Turkish

Yahudi aleyhtarı yaklaşım, antisemitik yaklaşım, Yahudi aleyhtarı davranış

ANTI-LITTER WARDEN : English Turkish

çöp karşıtı bekçisi, çevreyi kirletmeyi engelleme içe yükümlü olan kişi

ANTI-LOCK BRAKING SYSTEM : English Turkish

n. abs fren sistemi, ABS, arabalarda frenleme yaparken lastiklerin kilitlenmesini önleyen sistem

ANTI-MATTER : English Turkish

n. karşı madde, sıradan bir maddenin karşıtlarından oluşan madde (örneğin, antiprotonlar, pozitronlar, antinötronlar)

ANTI-MISSILE MISSILE : English Turkish

n. füzesavar füzesi, gelen füzeleri daha havadayken yok etmek için tasarlanmış olan füze

ANTI-PERSONNEL MINE : English Turkish

antipersonel mayın, piyadeleri (araçların aksine) öldürmek veya sakatlamak için tasarlamış olan kara mayını (patlayıcı madde türü)

ANTI-RABIES VACCINE : English Turkish

anti-kuduz aşısı, kuduz hastalığına neden olan virüs ile enfeksiyonu engelleyen aşı

ANTI-SOCIAL : English Turkish

anti sosyal, dostça olmayan, diğer insanlara karışmayan, diğerleri ile ilişki kurmaktan kaçınan

ANTI-TANK : English Turkish

tanksavar, tanklar için yıkıcı olan

ANTI-TANK CHARGE : English Turkish

tanksavar şarj, özellikle zırhlı muharebe araçlarını delmek için tasarlanmış olan aşırı derecede patlayıcı olan alet

ANTI-TANK GUIDED MISSILES : English Turkish

Tanksavar Kılavuzlu Füzeler; ATGM, tankları yok etmek üzere tasarlanmış ve lazer ve kızılötesi sinyallerle yönlendirilen füzeler

ANTI-TANK MINE : English Turkish

tanksavar mayın, tank veya başka zırhlı araçları yok etmek için tasarlanmış olan kara mayını (patlayıcı madde türü)

ANTI-TANK MISSILE : English Turkish

n. tanksavar füze, tanksavar füze, tankları yok etmek için tasarlanmış olan füze

ANTI-TETANUS : English Turkish

anti-tetanos, tetanosa karşı koruyan, tetanos hastalığı bulaşmasını engelleyen

ANTI-TRUST LAWS : English Turkish

tekelcilik karşıtı kanunlar, piyasada kartel veya tekel işini önlemek ve serbest rekabeti korumak için tasarlanmış olan kanunlar

ANTI-VIRUS PROGRAM : English Turkish

antivirüs programı, bilgisayar virüsleri bulmak ve yok etmek için tasarlanmış olan bilgisayar programı

ANTI-ZIONIST : English Turkish

anti-Siyonist, Siyonizm’e veya Siyonist harekete karşı olan kimse

ANTIABORTION : English Turkish

adj. kürtaj karşıtlığı, kürtaja karşı olan

ANTIABORTIONIST : English Turkish

n. kürtaj karşıtı, kürtajlara karşı olan kimse