Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOUSE TO HOUSE : English Turkish

evden eve, kapıdan kapıya, konuttan konuta

HOUSE TO HOUSE RAID : English Turkish

evden eve baskın, evlere birbiri ardına girme ve içeridekilere el koyma (polis operasyonu)

HOUSE TO LET : English Turkish

n. kiralık ev

HOUSE UN-AMERICAN ACTIVITIES COMMITTEE : English Turkish

Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi, komünist oldukları düşünülen vatandaşları soruşturmak için 1940'ların sonlarında ve 1950'lerin başında kurulan ABD Temsilciler Meclisi komitesi, HUAC

HOUSE WARMING : English Turkish

ev ısıtma, ev ısıtma partisi, yeni ev partisi, yeni bir eve taşınmanın kutlandığı parti

HOUSE-LIZARD : English Turkish

n. ev kertenkelesi, bir tür kertenkele

HOUSE-REPAIRS : English Turkish

ir evde tamir ihtiyacı olan şeyler

HOUSEBOAT : English Turkish

n. yüzen ev, yüzer ev, insanların üzerinde yaşadığı tekne

HOUSEBODY : English Turkish

n. ev kuşu, evde oturmayı seven kimse, evden çıkmayan kimse

HOUSEBOUND : English Turkish

adj. evden çıkamayan, yatalak

HOUSEBOY : English Turkish

n. uşak, erkek hizmetçi

HOUSEBREAK : English Turkish

v. evcilleştirmek, terbiye etmek, soymak, yıkmak

HOUSEBREAKER : English Turkish

n. hırsız, yıkımcı

HOUSEBREAKING : English Turkish

n. ev hırsızlığı, ev soygunculuğu, bir şeyler çalmak amacıyla bir eve zorla girme; eski evlerin yıkılması, eski ev yıkımı, eski evlerin sökülmesi

HOUSEBROKEN : English Turkish

adj. evcil, ehlileşmiş, terbiye edilmiş

HOUSECLEAN : English Turkish

v. temizlemek, ev temizlemek, tasfiye etmek, istenmeyen kişileri atmak

HOUSECLEANING : English Turkish

n. ev temizliği

HOUSECOAT : English Turkish

n. sabahlık

HOUSECRAFT : English Turkish

n. ev işi yeteneği, ev işlerini yönetebilme yeteneği

HOUSEDRESS : English Turkish

n. ev kıyafeti, ev giysisi, evde giyilen basit ve ucuz giyecek, ev işleri yaparken giyilen gündelik giysiler

HOUSEFATHER : English Turkish

n. yurt sahibi, yurt yetkilisi, bir yurt veya pansiyondaki çocuklardan veya öğrencilerden sorumlu kimse

HOUSEFLY : English Turkish

n. karasinek, sinek

HOUSEFUL : English Turkish

n. ev dolusu, bir evin dolusu kadar

HOUSEFUL : English Turkish

adj. ev dolusu, bir evin dolusu kadar

HOUSEGUEST : English Turkish

n. ev misafiri, şahsi bir evde misafir olan kimse