Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
HOUSE FOODS CORPORATION : English Turkish

n. House Foods Corporation, gıda ürünleri üretimi ve satışı ile meşgul Japon şirketi (Osaka merkezli, Japonya)

HOUSE FOR RENT : English Turkish

n. kiralık ev

HOUSE FULL : English Turkish

n. kapalı gişe

HOUSE HUNTING : English Turkish

n. ev arama

HOUSE MARTIN : English Turkish

n. pencere kırlangıcı, şehir kırlangıcı

HOUSE MOUSE : English Turkish

fare, ev faresi

HOUSE OF CARDS : English Turkish

iskambil kâğıdından ev

HOUSE OF COMMONS : English Turkish

avam kamarası

HOUSE OF CORRECTION : English Turkish

ıslahevi

HOUSE OF DETENTION : English Turkish

tutukevi, tevkif evi, genç suçluların tutulduğu yer

HOUSE OF GOD : English Turkish

kutsal yer, ibadethane, kilise, tapınak

HOUSE OF ILL FAME : English Turkish

genelev, adı çıkmış ev

HOUSE OF ILL REPUTE : English Turkish

n. genelev

HOUSE OF JACOB : English Turkish

Jacob'ın Evi, Yahudiler (için takma ad), İsrail halkı

HOUSE OF LEARNING : English Turkish

öğrenim yeri, insanların eğitim için gittikleri yer

HOUSE OF LORDS : English Turkish

lordlar kamarası

HOUSE OF REFUGE : English Turkish

evsizler barınağı

HOUSE OF REPRESENTATIVES : English Turkish

n. Temsilciler Meclisi, Amerika Birleşik Devletleri'nde iki yasama organından biri

HOUSE OF REPRESENTATIVES : English Turkish

n. temsilciler meclisi

HOUSE OF REPRESENTATIVES : English Turkish

n. temsilciler meclisi, iki yasal organı olan çoğu ulusal ve federal hükümetlerde kanun yapan alt kademe merci

HOUSE ORGAN : English Turkish

n. şirket gazetesi, şirket organı

HOUSE PARTY : English Turkish

ev partisi, bir evde düzenlenen parti (genellikle birkaç gün sürer); bu tür bir partideki davetliler

HOUSE PHYSICIAN : English Turkish

şirket doktoru, revir doktoru

HOUSE PLANT : English Turkish

n. ev bitkisi

HOUSE RIDDEN : English Turkish

evden çıkamayan, evden ayrılamayan, evine hapis olan, evde yatalak (genellikle bir hastalıktan dolayı)