Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

I HAVE A TOOTHACHE : English Turkish

diş ağrım var

I HAVE A WOUND : English Turkish

yaram var

I HAVE ALREADY PAID : English Turkish

en ödeme yaptım

I HAVE AN UPSET STOMACH : English Turkish

midem bulanıyor

I HAVE ASTHMA : English Turkish

astımım var

I HAVE BEEN DONE : English Turkish

aldatıldım

I HAVE BROKEN MY ARM : English Turkish

kolumu kırdım

I HAVE BROKEN MY LEG : English Turkish

acağımı kırdım

I HAVE BRONCHITIS : English Turkish

onşitim oldum

I HAVE CONSTIPATION : English Turkish

kabız oldum

I HAVE DIARRHEA : English Turkish

İshal oldum

I HAVE FOOD POISONING : English Turkish

zehirlendim

I HAVE GOOSE BUMPS : English Turkish

tüylerim diken diken oldu

I HAVE HAD ENOUGH : English Turkish

enden paso, yeterinde aldım, bu kadarı yeter, çok doydum

I HAVE HAD ENOUGH OF IT : English Turkish

interj. bıktım, burama kadar geldi, çok doydum

I HAVE HAD IT : English Turkish

yetti artık, şansım yok, ben bittim; öfkeliyim, bıktım

I HAVE HEMORRHOIDS : English Turkish

hemoroitim var

I HAVE HIGH BLOOD PRESSURE : English Turkish

yüksek tansiyonum var

I HAVE LOTS OF FRIENDS : English Turkish

çok arkadaşım var, birçok arkadaşım var

I HAVE MADE A RESERVATION : English Turkish

ezervasyon yaptırmıştım

I HAVE MY OWN SCISSORS : English Turkish

kendi dertlerim var, kendi endişelerim var

I HAVE NO IDEA : English Turkish

hiç fikrim yok, bir tahminim yok, bir ipucu yok, gerçekten bilmiyorum

I HAVE NO QUARREL WITH HIM : English Turkish

onunla bir kavgam yok, onunla anlaşmazlık içerisinde değilim, onunla tartışmam yok

I HAVE NOT THE SLIGHTEST DOUBT : English Turkish

en ufak bir şüphem yok, tamamıyla eminim, sorum yok

I HAVE NOT THE SLIGHTEST SHADOW OF A DOUBT : English Turkish

zerre kadar şüphem yok, hiç şüphem yok, tamamen eminim