Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ICE CREAMS : English Turkish

n. (Argo) elmaslar; mücevher

ICE CRYSTAL : English Turkish

uz kristali, minik buz parçası

ICE CUBE : English Turkish

n. Ice Cube, (1969'da O'Shea Jackson olarak doğan) ABD'li oyuncu ve rapçi, "NWA" rap grubunun eski üyesi

ICE CUBE : English Turkish

n. buz küpü, donmuş küçük buz küpü

ICE DAY : English Turkish

n. soğuk gün, buzlu gün, (Meteoroloji) alet siperindeki maksimum sıcaklığın donma noktasından (0 Celsius, 32 Fahrenheit) daha yüksek olmadığı ve su yüzeyindeki buz tabakasının erimediği gün

ICE FIELD : English Turkish

uzul, buz kütlesi

ICE FLOE : English Turkish

uz parçası, yüzen buz kütlesi

ICE HOCKEY : English Turkish

uz hokeyi

ICE HOUSE : English Turkish

n. buzhane, buz deposu

ICE LOLLY : English Turkish

meyveli çubuk dondurma

ICE OVER : English Turkish

v. buz tutmak, buzla kaplanmak

ICE PACK : English Turkish

uz parçası, yüzen buz kütlesi, buz torbası, buz kompresi

ICE PICK : English Turkish

dağcı kazması

ICE PLANT : English Turkish

n. buz çiçeği

ICE POP : English Turkish

uzlu şeker, bir çubuğa takılmış çeşnili buz

ICE RINK : English Turkish

uz pateni pisti

ICE RUN : English Turkish

kızak yolu

ICE SKATE : English Turkish

n. buz pateni

ICE SKATER : English Turkish

n. buz patenci, buz pateniyle uğraşan kimse

ICE SKATES : English Turkish

uz patenleri, buzlu yüzeylerde kaymak için kullanılmak üzere metal kızaklarla donatılmış ayakkabılar

ICE SKATING : English Turkish

uz pateni, buz üzerinde kayma, buz pateni (altı metal kızaklı özel ayakkabı) giyerek buz üzerinde kayma

ICE STORM : English Turkish

n. buz fırtınası

ICE T : English Turkish

Ice T, (1959'da Tracy Marrow olarak doğan) Amerikalı sinema oyuncusu ve rapçi

ICE TEA : English Turkish

n. buzlu çay, içine buz konulmuş çay, buz konularak soğuk içilen çay

ICE UP : English Turkish

uz tutmak, buzla kaplanmak, buzlanmak