Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
JOINT : English Turkish

adj. müşterek, ortaklaşa, birlikte, ortak, birleşik, birleşmiş

JOINT ACCOUNT : English Turkish

müşterek hesap, ortak hesap

JOINT ADVENTURE : English Turkish

n. ortak girişim, ortaklık

JOINT AUTHORS : English Turkish

ir çalışmanın ortak yazarları, bir şey yazarken birlikte çalışan yazarlar

JOINT BANK ACCOUNT : English Turkish

müşterek banka hesabı, iki veya daha fazla sahip tarafından paylaşılan banka hesabı

JOINT CHIEFS OF STAFF : English Turkish

n. ABD birleşik kurmay başkanları, ABD Cumhurbaşkanının en yüksek danışma organı (Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri ve Deniz Piyade teşkilatından oluşan)

JOINT COMMITTEE : English Turkish

ortak komite, farklı grupları veya organları birleştiren komisyon

JOINT CREDIT : English Turkish

n. müşterek alacak

JOINT CREDITOR : English Turkish

n. müşterek alacaklı

JOINT DEBT : English Turkish

n. müşterek borç

JOINT DEBTOR : English Turkish

n. müşterek borçlu

JOINT EFFORT : English Turkish

ortak çaba, takım gücü, ortak proje

JOINT EFFORTS : English Turkish

ortak çabalar, müşterek çabalar, grup gücü, işbirliği, elbirliği

JOINT EMERGENCY COMMITTEE FOR EUROPEAN JEWISH AFFAIRS : English Turkish

Avrupa Yahudileri Sorunları için Birleşik Acil Durum Komitesi, mülteciler ve zor durumdaki Avrupa Yahudileriyle ilgilenen birkaç önde gelen Yahudi örgütleri komitesi

JOINT FORCE : English Turkish

müşterek kuvvet, ortak görev için bir komutanın emri altında birleşmiş olan birkaç birlik

JOINT HEADQUARTERS : English Turkish

ortak karargâh, ortak harekatı yöneten komuta karargâhı

JOINT HEIR : English Turkish

müşterek mirasçı

JOINT HOLDERS : English Turkish

ortak mal sahibi, bina, arazi veya bir ortaklığa sahip olan birkaç vekil

JOINT LIABILITY : English Turkish

müteselsil sorumluluk, iki veya daha fazla kişi tarafından paylaşılan yasal sorumluluk

JOINT LIAISON COMMITTEE : English Turkish

ortak irtibat komitesi, (askeriye şubeleri, devlet departmanları, vs. arasında)aralarında işbirliği yaratmak için birlikte çalışan insanlar grubu

JOINT OFFENDER : English Turkish

n. suç ortağı

JOINT OPERATION : English Turkish

ortak çalışma, iki veya daha fazla kişi veya grup arasında paylaşılan çalışma

JOINT OWNER : English Turkish

n. ortak mal sahibi, hissedar

JOINT OWNERSHIP : English Turkish

ortak mülkiyet, iki veya daha fazla kişi veya grup arasında paylaşılan mülkiyet

JOINT PATROL : English Turkish

ortak devriye, iki veya daha fazla kişi tarafından yapılan devriye, müşterek devriye