Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
JUDICATIVE : English Turkish

adj. hüküm verici, yargılayıcı, yargılama gücü olan

JUDICATOR : English Turkish

n. yargılayan kimse, karşısındakini yargılayan kimse, yargıç olarak hareket eden kimse

JUDICATORY : English Turkish

n. yargı yeri, mahkeme; adalet dağıtımı

JUDICATORY : English Turkish

adj. yargı yeri ile ilgili, mahkemeyle ilgili; adalet dağıtımı ile ilgili

JUDICATURE : English Turkish

n. yargılama hakkı, yargıçlık, hakimlik, yargıçlar

JUDICIAL : English Turkish

adj. hukuki, adli, mahkemeye ait, yargıçlara ait, tarafsız, yargılayan, eleştirici

JUDICIAL ACTIVISM : English Turkish

yargı eylemciliği, bir mahkemenin yeni emsaller yaratma isteği

JUDICIAL ADMISSION : English Turkish

mahkemede ikrar, bağlayıcı yasal gücü olan bildiri, kanuni kovuşturma sırasında yapılan itiraf

JUDICIAL BODY : English Turkish

yargı organı, yargı kurumu (hukuk mahkemesi, bölge mahkemesi, hakim makamı, vs.)

JUDICIAL BRANCH : English Turkish

Yargı Organı, adliye mahkemelerini dahil eden Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti bölümü

JUDICIAL COGNIZANCE : English Turkish

hakimin dış kaynaklardan edindiği bilgi, hakime davanın dışından gelen bilgi

JUDICIAL DISCRETION : English Turkish

takdir hakkı, hakim değerlendirmesi, yargıcın karar verme özgürlüğü

JUDICIAL DOCUMENT : English Turkish

mahkeme belgesi, hukuk mahkemesinde kullanılan belge

JUDICIAL DOCUMENTS : English Turkish

mahkeme belgeleri, bir dava ile ilgili evraklar

JUDICIAL ERROR : English Turkish

adli hata

JUDICIAL IMMUNITY : English Turkish

yargı dokunulmazlığı, mahkemede yargılanamadıkları anlamına gelen yargıçlara verilen koruyucu hüküm

JUDICIAL LEGISLATION : English Turkish

adli mevzuat, mahkemeler tarafından çıkarılan yeni yasalar

JUDICIAL MURDER : English Turkish

adli cinayet, cinayetin yasal açıklaması

JUDICIAL OFFICER : English Turkish

yargı memuru, hukuk mahkemesinde çalışan kimse

JUDICIAL ORDER : English Turkish

yargı emri, hukuk mahkemesi tarafından verilen hüküm

JUDICIAL POWER : English Turkish

n. yargı gücü

JUDICIAL PROCEEDING : English Turkish

yargılama usulleri

JUDICIAL REVIEW : English Turkish

yargı incelemesi, yargı denetimi; ABD Yüksek Mahkemesinin bir kanunun anayasaya aykırı olup olmadığını belirleme gücü

JUDICIAL SEPARATION : English Turkish

n. mahkeme kararı ile boşanma, mahkeme tarafından onaylanan karı kocanın ayrılığı; ayrı olan ve ayrı yaşayan evli çiftin haklarını ve sorumluluklarını düzenleyen yargı kararı

JUDICIAL SYSTEM : English Turkish

n. adalet sistemi, hukuk sistemi