Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MAN FRIDAY : English Turkish

n. köle, sadık uşak

MAN HOUR : English Turkish

ir saatlik çalışma

MAN IN THE MOON : English Turkish

aydede, ayın suratı

MAN IN THE STREET : English Turkish

sokaktaki adam, vatandaş

MAN IS BORN UNTO TROUBLE : English Turkish

İnsan acı çekmek için doğar, acı çekme ve çok çalışmadan oluşan insan gerçeği (İncil'den)

MAN OF ACTION : English Turkish

girişimci adam, enerjik adam

MAN OF BROAD ACRES : English Turkish

n. zengin arazi sahibi

MAN OF HIS WORD : English Turkish

sözünün eri

MAN OF INDEPENDENT MEANS : English Turkish

n. kendi geçimini sağlayan kimse, maddi yönden bağımsız kimse

MAN OF LEARNING : English Turkish

n. bilim adamı, bilgili kimse

MAN OF LETTERS : English Turkish

yazar, edebiyatçı, edip

MAN OF MEANS : English Turkish

varlıklı kimse, zengin tip

MAN OF PLEASURE : English Turkish

keyif ehli, zevkine düşkün tip

MAN OF SCIENCE : English Turkish

ilim adamı

MAN OF THE HOUSE : English Turkish

n. evin erkeği

MAN OF THE WORLD : English Turkish

halden anlayan adam

MAN OF WAR : English Turkish

dev denizanası, zehirli denizanası, eski savaş gemisi

MAN PAGE : English Turkish

MAN sayfası, manuel dosya, UNIX'te bir proğrama eşlik eden ve onun nasıl çalıştırılacağını açıklayan dosya uzantısı (Bilgisayar)

MAN RAY : English Turkish

(
1976, Emmanuel Rudnitsky olarak doğan) Amerikalı fotoğrafçı heykeltraş ve ressam, New York ve Paris'te Dada hareketinin kurucularından biri, radyographın mucidi

MAN TO MAN : English Turkish

adj. erkek erkeğe, samimi olarak

MANA : English Turkish

n. doğaüstü güç

MANACLE : English Turkish

n. kelepçe

MANACLE : English Turkish

v. kelepçelemek

MANACLES : English Turkish

n. kelepçe

MANAGE : English Turkish

v. idare etmek, halletmek, becermek, işletmek, kıvırmak, çekip çevirmek, çevirmek, icabına bakmak, yolunu bulmak, geçinmek, terbiye etmek