Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ME : English Turkish

Orta Doğu, Akdeniz'in doğusu ile Hindistan arasında kalan bölge

ME : English Turkish

MS.
1500 yılları arasında kullanılan İngilizce'nin bir biçimi, Chaucer (Ortaçağ İngiliz şairi) dili

ME : English Turkish

pron. bana, beni

MEAD : English Turkish

n. bal likörü, çayır, yeşillik

MEADOW : English Turkish

n. çayır, ova, çimenlik

MEADOW CLOVER : English Turkish

n. çayır tirfili

MEADOW GRASS : English Turkish

çayır otu, çimen

MEADOW MOUSE : English Turkish

n. tarla faresi

MEADOW RUE : English Turkish

çayır sedefi

MEADOW SAFFRON : English Turkish

n. güz çiğdemi

MEADOWLARK : English Turkish

n. çayırkuşu

MEADOWSWEET : English Turkish

n. erkeç sakalı

MEADOWY : English Turkish

adj. çayır gibi

MEAGER : English Turkish

adj. yetersiz, az, kıt, yavan

MEAGRE : English Turkish

adj. yetersiz, az, kıt, yavan

MEAL : English Turkish

n. öğün, yemek, kaba un

MEAL TICKET : English Turkish

yemek fişi, geçim kaynağı

MEAL WORM : English Turkish

n. un kurdu

MEALTIME : English Turkish

n. yemek zamanı

MEALY : English Turkish

adj. un gibi, unlu, solgun, kırçıllı

MEALY MOUTHED : English Turkish

samimiyetsiz, yapmacık tatlı dilli

MEALYBUG : English Turkish

n. unlu biti

MEAN : English Turkish

n. orta, ortalama, ılımlılık

MEAN : English Turkish

v. niyet etmek, kastetmek, demek istemek, demek olmak, anlamına gelmek, demeye gelmek, ifade etmek, tasarlamak

MEAN : English Turkish

adj. adi, aşağılık, eli sıkı, cimri, hasis, kılıksız, keyifsiz, huysuz, utangaç, ahlaksız, zor, orta, ortalama, orantılı, vasati