English Turkish
MEAN BUSINESS : English Turkish
işi ciddiye almak, ciddi olmak
MEAN TIME : English Turkish
ortalama güneş saati
MEANDER : English Turkish
v. kıvrılmak, kıvırmak, boş boş dolaşmak, dolambaçlı yoldan gitmek
MEANDER : English Turkish
n. labirent, dolambaçlı yol, kıvrım, menderes
MEANDERING : English Turkish
n. dolambaçlı yol, kıvırma
MEANDERING : English Turkish
adj. kıvrımlı, kıvırarak
MEANING : English Turkish
n. anlam, manâ, içerik, kasıt, amaç
MEANING : English Turkish
adj. niyetli, kasıtlı, manâlı, anlamlı
MEANINGFUL : English Turkish
adj. anlamlı
MEANINGLESS : English Turkish
adj. anlamsız, manâsız, abes, boş, içeriksiz
MEANINGLESSLY : English Turkish
adv. anlamsızca
MEANINGLY : English Turkish
adv. manâlı manâlı
MEANLY : English Turkish
adv. alçakça, cimrice
MEANNESS : English Turkish
n. adilik, alçaklık, cimrilik, hasislik
MEANS : English Turkish
n. araç, vesile, para, servet, varlık
MEANTIME : English Turkish
adv. bu arada, iken
MEANWHILE : English Turkish
adv. bu arada, aynı anda, iken
MEAROT : English Turkish
n. Mearot Suyu, Haifa'nın Karmel bölgesinde bulunan akarsu (İsrail)
MEASLES : English Turkish
n. kızamık [tıp.]
MEASLY : English Turkish
adj. kızamıklı, değersiz, adi, cimri
MEASURABLE : English Turkish
adj. ölçülebilir, sınırlı, ölçülü
MEASURABLY : English Turkish
adv. ölçülebilir şekilde, ölçülü olarak
MEASURE : English Turkish
n. ölçü, miktar, ölçüm, ölçek, oran, had, vezin, önlem, tedbir
MEASURE : English Turkish
v. ölçmek, tartmak, ölçüsünü almak, süzmek, dikkatle bakmak, ayarlamak
MEASURE OFF : English Turkish
oyunu ölçmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani