Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
MOLD : English Turkish

v. şekil vermek, biçimlendirmek, kalıba dökmek, küflendirmek, küflenmek

MOLD PUBLIC OPINION : English Turkish

v. kamuoyu oluşturmak

MOLDAU : English Turkish

n. Moldau Nehri, (ayrıca Vltava olarak bilinen) Çek Cumhuriyeti'nde en uzun nehir

MOLDAVIA : English Turkish

n. buğdan

MOLDAVIAN : English Turkish

n. buğdanlı

MOLDAVIAN : English Turkish

adj. buğdan

MOLDBOARD : English Turkish

n. saban demiri

MOLDER : English Turkish

n. kalıpçı, dökmeci, şekillendirici, biçimlendirici

MOLDER : English Turkish

v. çürümek, dökülmek, çürütmek

MOLDINESS : English Turkish

n. küf, küflülük, küflü olma

MOLDING : English Turkish

n. pervaz, kalıp yapma, korniş, döküm, süsleme

MOLDOVA : English Turkish

n. Moldovya Cumhuriyeti, Doğu Avrupa'da Romanya'nın kuzeydoğusunda bulunan bağımsız cumhuriyet (SSCB'den bağımsızlığını 1991 yılında kazanan)

MOLDOVAN : English Turkish

n. Moldovyalı

MOLDOVAN : English Turkish

adj. Moldovya'ya yada halkına ait

MOLDY : English Turkish

adj. küflü, küflenmiş

MOLE : English Turkish

n. ben, ben [anat.], köstebek, dalgakıran, mendirek, mol, grammolekül

MOLE CRICKET : English Turkish

n. danaburnu

MOLE EYED : English Turkish

kör, kör gözlü

MOLE RAT : English Turkish

n. kör fare

MOLECULAR : English Turkish

adj. moleküler, moleküllü

MOLECULE : English Turkish

n. molekül, zerre

MOLEHILL : English Turkish

n. köstebek yuvası, önemsiz şey

MOLESKIN : English Turkish

n. köstebek derisi, pamuklu kadife

MOLESKINS : English Turkish

n. pamuklu kadife pantolon

MOLEST : English Turkish

v. taciz etmek, sarkıntılık etmek, elle rahatsız etmek