Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NAINSOOK : English Turkish

n. nansuk

NAIROBI : English Turkish

n. Nairobi, Kenya'nın (Afrika) başkenti

NAISSANT : English Turkish

adj. yaşamın ilk evrelerinde olan; yeni gelişmiş; meydana gelen; yeni oluşmaya başlamış olan (Kimya)

NAIVE : English Turkish

adj. saf, bön, toy

NAIVE APPROACH : English Turkish

naif yaklaşım, olgunlaşmamış davranış, son derece basitleştirilmiş ve çok yönlülüğü olmayan yaklaşım

NAIVELY : English Turkish

adv. safça, saf saf

NAIVENESS : English Turkish

n. saflık, saf olma niteliği, kolay aldatılma, tecrübesizlik; çocuksuluk, gençlik, masumiyet

NAIVETE : English Turkish

n. saflık

NAIVETY : English Turkish

n. saflık

NAIVETÉ : English Turkish

n. saflık, saf olma niteliği, kolay aldatılma, tecrübesizlik; naif hareket

NAJIB : English Turkish

n. Necip, bir erkek ismi (Arapça)

NAJIB MACHPUZ : English Turkish

Mısırlı yazar

NAJIV : English Turkish

n. Arapça isim

NAK : English Turkish

negatif alındı, alıcı modem tarafından gönderici modeme bir veri paketinin eksik geldiğini ve tekrar gönderilmesi gerektiğini belirtetmek için gönderilen mesaj veya karakter (Bilgisayar, Telekomünikasyon)

NAKED : English Turkish

adj. çıplak, yalın, salt

NAKED APE : English Turkish

n. insan

NAKED EYE : English Turkish

çıplak göz

NAKED FACT : English Turkish

n. çıplak gerçek

NAKED FACTS : English Turkish

acı gerçekler

NAKED LUNCH : English Turkish

yalın akşam yemeği, çıplak yemek, William Burroughs'un 1959 yılında yazdığı roman; David Cronenberg tarafından yönetilen 1991 yapımı film

NAKED TRUTH : English Turkish

salt gerçek, çıplak gerçek

NAKEDLY : English Turkish

adv. çıplak olarak, açıkça

NAKEDNESS : English Turkish

n. çıplaklık

NAKOURA : English Turkish

n. Lübnan'ın güneyinde bir yerleşke

NALORPHINE : English Turkish

n. nalorfin, aşırı dozda ilaç almanın etkilerini tedavi etmek ve ilaç alışkanlığını belirlemek için kullanılan morfin türevi (Farmakoloji)