Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
ASSESSORIAL : English Turkish

adj. değerleyene ait, değer biçene ait, sulh yargıcı danışmanına ait; vergi tespit eden kimseye ait

ASSESSORSHIP : English Turkish

n. değerleyenin mevkii, danışman pozisyonu

ASSET : English Turkish

n. varlık, değerli şey, mal, mülk

ASSET ALLOCATION : English Turkish

portföy dağılımı, fonları değişik aktif türlerine tahsis etmek (örneğin, hisse senetleri, sabit gelir yatırımları, gayri menkul, vs.)

ASSET CLASSIFICATION : English Turkish

mal varlığı sınıflandırması, bir kimsenin varlıklarını ve mülkiyetini bilanço tablosunda uygun kategorilere kaydetmek

ASSET MANAGEMENT ACCOUNT : English Turkish

portföy yönetim hesabı, tüm finansal hareketleri içererek bir banka ekstresi veren, düzenli bankacılık işlemleri ile yatırım faaliyetlerini birleştiren hesap

ASSET SWAP : English Turkish

varlık swap, iki taraflı mülkiyet veya finansal varlıklar değişimi

ASSET TO SOCIETY : English Turkish

topluma faydalı olan, topluma yararı olan

ASSETS : English Turkish

n. aktif, mal varlığı, varlıklar, servet, alacaklar

ASSETS ALLOCATION : English Turkish

portföy dağılımı, belirli borçları karşılamak için olan aktif dağılımı

ASSETS AND LIABILITIES : English Turkish

aktifler ve pasifler, sahip olunan tüm likid, mülkiyet ve vadesi dolmuş borçlar

ASSETS AND LIABILITIES MANAGEMENT : English Turkish

aktifler ve pasifler yönetimi, bir kimsenin varlıklarını, mülkiyetini ve borçlarını idare etme

ASSETS FOR SALE : English Turkish

satılmaya hazır varlıklar, mülkiyet ve donatımı içeren satılacak tüm varlıklar

ASSETS OF PERMANENT VALUE : English Turkish

sabit değerli varlıklar, yıllar geçtikçe değeri azalmayan mülkiyet

ASSETS TURNOVER RATIO : English Turkish

aktif devir hız oranı, (Ekonomi) satışın devre hızı ve bir şirketin işletme aktiflerinin kapsamı arasındaki oran

ASSEVERATE : English Turkish

v. beyan etmek, iddia etmek, resmen bildirmek

ASSEVERATION : English Turkish

n. beyan, bildiri, iddia

ASSHOLE : English Turkish

n. kıç deliği, göt deliği

ASSIDUITY : English Turkish

n. özen, gayret, çalışkanlık

ASSIDUOUS : English Turkish

adj. gayretli, çalışkan, özenli, dikkatli, devamlı, sürekli

ASSIDUOUSLY : English Turkish

adv. gayretli bir biçimde, özenle ve sebat ederek, ısrarla

ASSIDUOUSNESS : English Turkish

n. dikkatlilik, gayretlilik, çalışkanlık, devamlılık

ASSIGN : English Turkish

v. vermek, tahsis etmek, belirlemek; bağlamak, saptamak, atamak; göreve seçmek, devretmek

ASSIGN : English Turkish

n. devralan kimse

ASSIGNABILITY : English Turkish

n. devredilebilirlik, tahsis edilebilme niteliği; tayin edilebilirlik