Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
NON-BELLIGERENT : English Turkish

savaşmayan, savaş halinde olmayan, barış içinde olan, ateşkes içinde yer alan

NON-CIRCUMCISION : English Turkish

sünnet olmayan, sünnet olmamış, penis ucundaki derisi alınmamış olan

NON-COMBAT EMPLOYMENT : English Turkish

savaş durumu ile ilgili olmayan görevler (örn. sınırları korkma, nöbet tutma, vs.)

NON-COMMISSIONED OFFICER : English Turkish

astsubay, subay olmayan askeri komutan

NON-CONFIDENCE : English Turkish

güvensizlik, hükümeti dağıtma teşebbüsü

NON-DAIRY CREAM : English Turkish

süt ürünleri içermeyen kaymak, yapay olarak üretilmiş olan kaymak

NON-DELIVERY : English Turkish

teslim etmeme, bir eşyayı alıcıya teslim etmekten kaçınma, bir malı resmi alıcısına teslim etmeme

NON-DISCLOSURE : English Turkish

gizlilik, konu ile ilgili bilgiyi açıklamaktan kaçınma

NON-DISCRIMINATION : English Turkish

ayrımcılık yapmama, herkese eşit davranma

NON-DIVULGENCE AGREEMENT : English Turkish

gizlilik anlaşması, gizlilik sözleşmesi

NON-DURABLE PARTS : English Turkish

dayanıklı olmayan parçalar, belli bir süre sonra değiştirilmesi gereken parçalar

NON-EXISTENCE : English Turkish

var olmama, yokluk, var olmama durumu

NON-EXISTENT : English Turkish

var olmayan

NON-FARM PAYROLL : English Turkish

n. tarım dışı isdihtam, herhangi bir işte ücretli olarak çalışan ABD'li işçilerin toplamı (memurlar, özel ev hizmetlileri, yardım kuruluşları çalışanları ve tarım sektörü çalışanları hariç) ve ortalama çalışma haftası tahminleri ve tüm tarım dışı isthdamın ortalama haftalık ücretleri tahminini içeren ABD Çalışma İstatistikleri Barosu'nca sağlanan araştırma istatistiklerinin aylık ekonomik raporu

NON-FLUENT : English Turkish

akıcı olmayan, bozuk, kekeleyen (dil yeteneği ile ilgili olarak)

NON-FORMAL EDUCATION : English Turkish

yaygın eğitim, geleneksel olmayan şekilde verilen eğitim, geleneksel olmayan prensiplere dayalı olan eğitim

NON-GOVERNMENTAL ORGANIZATION : English Turkish

n. NGO, sivil toplum örgütü, hükümetin bir parçası olmayan örgüt, direkt olarak devlet yapısının bir parçası olmayan örgüt

NON-HUMAN OBJECT : English Turkish

cansız nesne, yaşamayan obje

NON-INTERVENTION : English Turkish

müdahale etmeme, bir ülkenin diğer ülkelerin sorunlarına dahil olmayı reddetmesi

NON-INVASIVE : English Turkish

adj. (tıbbi prosedür hakkında) invaziv olmayan, cilt içinden veya vücut içine aletler yerleştirme gerektirmeyen, vücudun içine işlemeyen; sağlıklı dokulara yayılmayan, yayılma eğilimi olmayan, yerelleştirilmiş, vücudun diğer bölümlerine yayılmayan (anser, vs. hakkında)

NON-ISSUE : English Turkish

önemsiz konu olan, söz konusu olmayan, endişe konusu olmayan

NON-JEWISH RESIDENT : English Turkish

Yahudi olmayan ve belirli bir yerde yaşayan kişi

NON-JEWISHNESS : English Turkish

Yahudi olmama durumu, Yahudi halkı üyesi olmama durumu

NON-KOSHER STEAK : English Turkish

Yahudi dini kurallarına uygun olmayan biftek, domuz etinden yapılmış olan biftek

NON-MARKETABLE INVESTMENT : English Turkish

pazarlanamayan yatırım, başka bir kişiye kolayca devrolunamayan yatırım