Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

NOT TO KNOW BEANS : English Turkish

hiç anlamamak, hiç bilmemek

NOT TO KNOW FOR CERTAIN : English Turkish

kesin olarak bilmemek, emin olmamak

NOT TO KNOW SMB. FROM ADAM : English Turkish

hiç tanımamak

NOT TO LEAVE : English Turkish

v. bırakmamak

NOT TO LET : English Turkish

v. izin vermemek

NOT TO LET GO : English Turkish

v. bırakmamak

NOT TO LET IN : English Turkish

v. içeri almamak, sokmamak

NOT TO LIFT A FINGER : English Turkish

parmağını bile oynatmamak

NOT TO LIKE : English Turkish

v. hoşlanmamak

NOT TO MATCH : English Turkish

v. uymamak

NOT TO MENTION : English Turkish

ağzına almamak, hiç dikkate almamak; ayrıca

NOT TO MENTION IN THE SAME BREATH : English Turkish

ikisini karşılaştırmamak gerekir, ikisini eşit olarak görmemek gerekir

NOT TO MENTION THE FACT THAT : English Turkish

ayrıca, üstelik, bundan başka

NOT TO MIND : English Turkish

v. aldırış etmemek, aldırmamak

NOT TO MISS : English Turkish

v. kaçırmamak

NOT TO MOVE : English Turkish

v. kımıldamamak, kıpırdamamak

NOT TO MY KNOWLEDGE : English Turkish

enim bildiğim bir şey değil, haberim yok, benim bir bilgim yok

NOT TO MY TASTE : English Turkish

ana göre değil, benim zevkime göre değil, benim tarzım değil, tercihlerime uygun değil

NOT TO PASS OVER : English Turkish

v. aşmamak

NOT TO PAY : English Turkish

v. ödememek

NOT TO PAY ATTENTION : English Turkish

v. dikkat etmemek, ilgilenmemek

NOT TO RECOGNIZE : English Turkish

v. tanımamak

NOT TO RELY ON : English Turkish

v. güvenmemek

NOT TO REMAIN : English Turkish

v. kalmamak

NOT TO SAY : English Turkish

söylememek