English Turkish
OSWEGO TEA : English Turkish
Oswego çayı, nane ailesinden gösterişli kırmızı çiçekleri olan Kuzey Amerika labiate otu
OT : English Turkish
n. Eski Ahit, Hristiyan İncil'inin ilk bölümü; Yahudi İncili (Din kurallarını, Peygamberleri ve Yazmaları içeren)
OTAKU : English Turkish
n. (Japonya’da) otaku, bilgisayar teknolojisini fazla saplantı haline getiren ve boş zamanlarının tümünü sosyal becerilerine zarar verecek veya yok edecek derecede bilgisayar kullanarak geçiren gençler
OTALGIA : English Turkish
n. kulak ağrısı
OTALGIC : English Turkish
adj. otalji ile ilgili, otaljiye ait, kulak ağırısı ile ilgili olan
OTC : English Turkish
organize bir borsada işlem görmeyen veya listelenmeyen (Finans); borsada değilde telefon veya bilgisayarla ticareti yapılan (Finans); reçetesiz kullanılabilir (Tıp)
OTHELLO : English Turkish
n. William Shakespeare tarafından yazılan trajedi; sahne oyunu türü
OTHER : English Turkish
n. başkası, diğer, öteki
OTHER : English Turkish
adj. başka, öbür, öteki, sonraki, geçen
OTHER : English Turkish
adv. başka türlü, başka biçimde, bundan başka
OTHER ASSETS AND DEFERRED CHARGE : English Turkish
diğer aktifler ve önceden ödenmiş giderler, bilançoda maddi olmayan aktifleri ayrıntılı gösteren bölüm (Muhasebe)
OTHER ASSETS AND DEFERRED COST : English Turkish
diğer aktifler ve ertelenmiş masraflar, bilançoda maddi olmayan aktifleri ayrıntılı gösteren bölüm (Muhasebe)
OTHER ASSETS AND DEFERRED EXPENSES : English Turkish
diğer aktifler ve peşin ödenen giderler, bilançoda maddi olmayan aktifleri ayrıntılı gösteren bölüm (Muhasebe)
OTHER FISH TO FRY : English Turkish
yapılacak başka önemli iş, yapılacak başka işler
OTHER PERSON : English Turkish
n. el
OTHER RANKS : English Turkish
esmen görevli olmayanların rütbeleri, kurmay subayların rütbeleri, ast subayların rütbeleri, askere kaydolan askerlerin rütbeleri
OTHER THAN : English Turkish
aşka
OTHER THAN THIS : English Turkish
adv. bunun dışında
OTHER THINGS BEING EQUAL : English Turkish
tüm şeyler eşit olduğunda, her şey aynı olduğunda, her şey eşit olduğunda
OTHER WORLDS : English Turkish
n. başka dünyalar
OTHERS : English Turkish
n. eller
OTHERWHERE : English Turkish
adv. başka yerde
OTHERWHILE : English Turkish
adv. başka zamanda
OTHERWISE : English Turkish
conj. yoksa, bunun dışında, aksi halde
OTHERWISE : English Turkish
adv. yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani