Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OSTEOSCLEROSIS : English Turkish

n. osteoskleroz, kemiklerin sertleşmesi veya anormal yoğunluğu ile tanımlanan durum (Patoloji)

OSTEOTOME : English Turkish

n. osteotom, kemik kesme aleti (Cerrahi)

OSTEOTOMY : English Turkish

n. osteotomi, kemiği kesme, kemiği açma (Cerrahi)

OSTIAL : English Turkish

adj. ostiyal, ostiuma ait, boru şeklindeki bir organda bulunan delik ile ilgili (Anatomi)

OSTIUM : English Turkish

n. ostiyum, boru şeklindeki bir organda bulunan delik (Anatomi)

OSTLER : English Turkish

n. seyis

OSTMARK : English Turkish

n. eski Doğu Almanya'da kullanılan madeni para

OSTOMY : English Turkish

n. ostomi, atık salgılanması sağlamak için bir organın cerrahi yolla açılması, bağırsak açılması (Tıp)

OSTOSIS : English Turkish

n. kemikleşme, osifikasyon; kemik oluşumu

OSTRACISE : English Turkish

v. dışlamak, çıkarmak; uzaklaştırmak; ilgilenmekten kaçınmak; (Antik Yunan’da) halk oyu ile geçici olarak bir vatandaşı uzaklaştırmak (aynı zamanda ostracize)

OSTRACISM : English Turkish

n. sürgün, sürgün etme, toplumdan uzaklaştırma, ilgisini kesme

OSTRACIZE : English Turkish

v. sürmek, sürgün etmek, ilişkiyi kesmek

OSTRACIZED : English Turkish

adj. dışlanmış, çıkarılmış; uzaklaştırılmış

OSTREICULTURE : English Turkish

n. istiridye yetiştirme

OSTREOPHAGOUS : English Turkish

adj. istiridye yiyen

OSTRICH : English Turkish

n. devekuşu

OSTRICH EGG : English Turkish

devekuşu yumurtası, devekuşunun yumurtladığı yumurta

OSTRICH FARM : English Turkish

devekuşu çiftliği, ziyaretçilerin gelebildiği ve hayvanları seyredebildiği devekuşu yetiştirme alanı

OSTRICH MEAT : English Turkish

devekuşu eti, delikates olarak kabul edilen devekuşu eti

OSTRICH PLUME : English Turkish

devekuşu tüyü

OSTRICH POLICY : English Turkish

devekuşu politikası, göz ardı etme politikası, neler olduğunu veya neler söylendiğini dikkate almayan politika

OSUMI : English Turkish

n. 12 Şubat 1970'te fırlatılan ilk Japon uydusu; Japonya'da bugün Kogoshima vilayetinin doğu kısmını oluşturan eski bir il

OSWALD : English Turkish

n. bir soyadı; bir erkek ismi; Lee Harvey Oswald (
1963), Marksist sempatizan ve ABD Deniz Piyadeleri üyesi, ABD Başkanı John F. Kennedy'nin suikastçısı

OSWALD MOSLEY : English Turkish

n. Sir Oswald Ernald Mosley (
1980), İngiliz siyasetçi ve faşist lider (İngiliz Faşist Birliğini ve Birleşik Hareketi kuran)

OSWEGO : English Turkish

n. New York'un (ABD) ortasında bir ilçe ve bir liman şehri; Ontario Gölü'nden Oneida Gölü'ne akan nehir