Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OVERSHADOW : English Turkish

v. gölge etmek, gölgelemek, gölgede bırakmak

OVERSHOE : English Turkish

n. galoş, şoson

OVERSHOOT : English Turkish

v. hedefi aşırmak, ileriye atmak

OVERSHOOT ONESELF : English Turkish

aşırıya kaçmak, fazla ileri gitmek

OVERSHOOT THE MARK : English Turkish

aşırıya kaçmak, fazla ileri gitmek

OVERSIGHT : English Turkish

n. dikkatsizlik, gaflet, gözden kaçırma, gözetim, nezaret

OVERSIMPLIFY : English Turkish

v. fazla basite indirgemek, aşırı basitleştirmek

OVERSIZE : English Turkish

n. büyük beden giysi, büyük boy şey

OVERSIZED : English Turkish

adj. büyük beden, büyük boy

OVERSLAUGH : English Turkish

v. daha önemli başka bir iş yüzünden yapmamak, bölmek [ask.]

OVERSLEEP : English Turkish

v. fazla uyumak, uyuyakalmak

OVERSLEEP ONESELF : English Turkish

uyuyakalmak, uyanamamak

OVERSLEEVE : English Turkish

n. kolluk

OVERSPEED : English Turkish

v. aşırı hız yapmak

OVERSPEED : English Turkish

n. aşırı hız

OVERSPEND : English Turkish

v. fazla para harcamak, bütçeyi aşmak

OVERSPILL : English Turkish

n. taşan miktar, şehir dışında yerleşen insanlar

OVERSPILLING : English Turkish

adj. taşan

OVERSPREAD : English Turkish

v. üzerine geçirmek, kaplamak, yayılmak

OVERSTATE : English Turkish

v. abartmak, büyütmek

OVERSTATEMENT : English Turkish

n. abartı, şişirme

OVERSTAY : English Turkish

v. çok uzun kalmak, gereğinden fazla kalmak

OVERSTAY ONE'S TIME : English Turkish

v. zamanını aşmak

OVERSTAY ONE'S WELCOME : English Turkish

çok kalıp kendini kovdurmak, misafirliğin tadını kaçırmak

OVERSTEP : English Turkish

v. aşmak (sınır), tecâvüz etmek (sınır)