Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
OVIPAROUS : English Turkish

adj. yumurtlayarak çoğalan

OVIPOSITOR : English Turkish

n. yumurtlama borusu

OVL EXTENSION : English Turkish

OVL uzantısı, bindirmeli modül dosyası uzantısı, bir proğram için ek işlem kodu içeren dosya uzantısı

OVL FILE : English Turkish

OVL dosyası, bindirmeli modül dosyası, bir proğram için ek işlem kodu içeren dosya

OVO : English Turkish

pref. yumurta, ovo

OVOGENESIS : English Turkish

n. yumurta oluşumu

OVOID : English Turkish

n. yumurta şeklinde şey, oval şey

OVOID : English Turkish

adj. yumurta şeklinde, oval

OVR EXTENSION : English Turkish

OVR uzantısı, bindirmeli modül dosyası uzantısı, bir proğram için ek işlem kodu içeren dosya uzantısı

OVR FILE : English Turkish

OVR dosyası, bindirmeli modül dosyası, bir proğram için ek işlem kodu içeren dosya

OVULAR : English Turkish

adj. yumurta

OVULATE : English Turkish

v. yumurtlamak (yumurtalık)

OVULATION : English Turkish

n. yumurtlama, ovülasyon

OVULE : English Turkish

n. ovum, yumurta hücresi, tohumcuk

OVUM : English Turkish

n. ovum, yumurta (memeli, balik, böcek), tohum

OWE : English Turkish

v. borçlu olmak, minnettar olmak, duymak (his)

OWEN : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

OWEN L. SNYDER : English Turkish

car mechanic for the Team Cheever (car racing)

OWENS : English Turkish

n. bir soyadı; Jesse Owens (
1980), Afro-Amerikan atletizm sporcusu, birden fazla Olimpiyat Madalyası kazanan eski dünya rekortmeni

OWING : English Turkish

adj. borçlu, ödenmemiş

OWING TO : English Turkish

sayesinde, dolayı, nedeniyle, yüzünden

OWL : English Turkish

n. baykuş, puhu, ağırbaşlı kimse, bilge

OWL EYED : English Turkish

adj. baykuş gözlü, yarı kör

OWL LIGHT : English Turkish

alaca karanlık

OWLISH : English Turkish

adj. baykuş gibi