Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PALINURUS : English Turkish

n. güneşin doğru hareketini bulmaya yarayan araç ve bir çeşit pusula; eklembacaklılardan ıstakoz ailesi

PALINURUS VULGARIS : English Turkish

tatlı suda yaşayan yengeç türü

PALISADE : English Turkish

n. Kolorado'da (ABD) bir şehir

PALISADE : English Turkish

n. çit, parmaklık, kazıklı çit, siper kazığı

PALISADE : English Turkish

v. çit ile çevirmek

PALISH : English Turkish

adj. solgunca

PALL : English Turkish

n. tabut örtüsü, cenaze şalı, kolsuz manto, kasvetli örtü, kapalı hava

PALL : English Turkish

v. bıktırmak, usandırmak, yavanlaşmak, kabak tadı vermek

PALL MALL : English Turkish

Londra'da çoğu özel kulübün bulunduğu cadde, St. James ilçesinin ana caddesi; Amerikan sigara markası

PALL ON : English Turkish

usandırmak, bıktırmak, kabak tadı vermek

PALLADIO : English Turkish

n. bir soyadı; Andrea Palladio (
1580), Rönesans'ın ünlü İtalyan mimarı

PALLADIUM : English Turkish

n. Palladyum, tanrıça Pallas'ın Truva'yı koruyan heykeli

PALLAS : English Turkish

n. pallas

PALLBEARER : English Turkish

n. tabutu taşıyan kimse

PALLET : English Turkish

n. palet, istif rafı, ot minder, ot şilte

PALLETE : English Turkish

n. palet

PALLIASSE : English Turkish

n. ot şilte

PALLIATE : English Turkish

v. hafifletmek, mazur göstermek, örtbas etmek

PALLIATION : English Turkish

n. hafifletme, mazur gösterme, örtbas etme

PALLIATIVE : English Turkish

n. yatıştırıcı, geçici çare, hafifletici şey

PALLIATIVE : English Turkish

adj. hafifletici [tıp.], geçici

PALLID : English Turkish

adj. solgun, soluk, benzi atmış

PALLIDNESS : English Turkish

n. solgunluk, solukluk

PALLIUM : English Turkish

n. palyum, beyin zarı, başpiskopos cübbesi

PALLOR : English Turkish

n. solgunluk